Sürüklemek (to drag) conjugation

Turkish
28 examples

Conjugation of eiti

Ben
Sen
O
Present tense
sürüklerim
I drag
sürüklersin
you drag
sürükler
he/she/it drags
Future tense
sürükleyeceğim
I will drag
-
-
Past tense
sürükledim
I dragged
-
-
Present continuous tense
sürükliyorum
I am dragging
-
-

Examples of sürüklemek

Example in TurkishTranslation in English
- Ama bu benim kararım ve hatamdı seni de bunun içine sürüklemek istemiyorum.But it am my decision and my mistake, and I don't want them dragging you into it.
- Benden istiyorum ama seni buna sürüklemek için bir sebep göremiyorum.- So do I but I see no reason to drag you into it.
- Natalie, seni bütün bunların içine sürüklemek istemiyorum.- Natalie, I do not want to drag you into all of this.
- Onu sürüklemek mi istiyorsun?- You wanna drag her around?
- Onu sürüklemek zorunda kaldım.- And I had to drag her out with me.
- Ya binersin ya sürüklerim!Look, get in or I'm gonna drag you in!
..onu yerlerde sürüklerim.I'm gonna drag him down here.
Alfie'nin Wyatt'ı rahat bırakmasını sağla yoksa gelecek sefer böyle bir şey olduğunda yemin ederim seni Sunset'te sürüklerim.Get Alfie to lay off Wyatt or the next time this happens l'll drag you down Sunset.
Ama bir daha çizgiyi geçersen seni arabamdan dışarı sürüklerim, bunu böyle bil.I'll drag you out of my car.
Ama bunu yapan başka biri çıkarsa o zaman onu yerlerde sürüklerim.But if it turns out to be someone else.. ...then I'll drag him like a mutt.
# Sonra yerli kadınını kapar ve sürüklersin, #Then you grab your squaw and drag.
1 00 dolar koyarım ki onları ancak sürüklersin.A hundred says you'll have to drag 'em into court.
Aniden beni nasıl sürüklersin?How can you drag me out like this so suddenly?
Beni işin içine nasıl sürüklersin?This is what you mean by afraid of dragging me in?
Beni suçlu hissettirmeyi biraz olsun kesebilir, denersin ve beni geri sürüklersin, bir olay çıkarırsın...Could you cut to the bit where you make me feel guilty, try and drag me back, make a scene... Not this time.
- Eski taş eve sürükler....drags her into the old house...
- yaralı askeri evine sürükler.- drags the wounded soldier home.
Beni sürekli tuhaf tuhaf yerlere sürükler ama yemekler inanılmaz çıkar.She always drags me to the weirdest places and the food is always incredible.
Kimi zaman yayın balığı oradadır ve balıkçı onu yakalayarak kıyıya kadar çıplak eliyle sürükler.Now, sometimes the catfish does live there, And the noodler pulls it out With his bare hand and he drags it ashore,
Manto, üzerini örten katı yerkabuğunu kendisiyle birlikte sürükler.The mantle drags the solid overlying crust along with it.
Bir gün, çok yakın bir zamanda onu ben mahkemeye sürükleyeceğim ve CBS'de kazanacağım gerçek saygınlığı çocuklarımı almak için kullanabileceğim.And one day, very soon, I will drag him into court and I can use the sterling reputation of CBS to get the kids back.
Fransa'nın her mahkemede bunu onaylayacağını söylüyor. Ama seni her mahkemeye sürükleyeceğim, bunu unutma.He says that France will uphold it in every court... but I will drag you through every court, don't forget that.
Ve seni dişlerinden tutup dışarı sürükleyeceğim.And I will drag you out of there by your teeth!
- Bak dostum... - Onu günaha sürükledim. - Eminim sen...Now, look, look, buddy... l've dragged her in sin, Father.
- Birini çoktan sürükledim... - Hadi ama bırak yardım edeyim.I already dragged the other one out here.
- Deepak, taksine adım attığım anda ben kendimi sürükledim bunlara.- Deepak, I dragged myself into this the moment I set foot in your cab.
- Hayır. Aklım karışıktı ve seni bu saçmalığın ortasına sürükledim.I am confused and I dragged you into the middle of my mess.
- Seni dışarı ben sürükledim.- I dragged you out.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

körüklemek
embitter
sürgülemek
bolt
sürmelemek
do

Similar but longer

sürüklenmek
drag
sürükletmek
drag it to

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'drag':

None found.
Learning languages?