Aslında, dağcılar çapalarını sürgülemek için kullanır. | Well, actually climbers will use them to bolt in anchors. |
Ve sonrasında gelen karmaşa sırasında, tekrar sürgülemek için vakit bulabilirdi. | And in the confusion that followed, there am ample time for her to bolt it again. |
Çığlık atıp kapımı sürgülemek ve küçük yatağıma kıvrılıp uyuyup durmak istedim ama sen daha da yaklaştın. | I wanted to scream and bolt the door, curl up in my little bed and sleep and sleep. But you came closer. |
-Şöyle oldu-- Ambara dönün uyumaya çalışın yoksa kapıyı arkanızdan sürgülerim. | Go to the barn and go to sleep or I'll bolt the door on you. |
Her gece kapımı kilitleyip sürgülerim. | I lock and bolt my doors every night. |
Ayrıca sürgüler çok kısa. | And the bolts are just too small. |
Haven İtfaiyesi sürgüler yüzünden kapıyı kırmak zorunda kalmış. | Haven Fire Department had to break down your door to get through your dead bolts. |
Kendinden mühürlü sürgüler, manyetik tetik düzeni bir çeşit eski tarz krom alaşımı. | Self-sealing bolts, magnetic tumblers, Some kind of old-school chromo-alloy. |
Tekrar ediyorum: Patlayıcılı sürgüler ateş almıyor. | I repeat: the explosive bolts will not fire. |
Yeni sürgüler, hatırladın mı? | New deadbolts, remember? |
Ben de kapıyı sürgüledim. | Everyone am home, so I bolted the door. |
Kapiyi sürgüledim. | I bolted the door. |
Kapıyı sürgüledim ama... | I bolted the doors but |
Sesler yükselmeye başladı, ben de sürgüledim. | It started getting loud, so I bolted. |