Oradan buraya gelip bir görünebilmek için izin alabilir. | I think he can take a day off from haunting the barn to make an appearance. |
Acayip görünebilirim, ama seni temin ederim ki içgüdülerim bilenmiş durumda, ve hislerim var. | I may have a grotesque appearance, but I assure you my instincts are finely honed, and I do have feelings. |
Belki bir görünebilirim. | Perhaps I can put in an appearance. Terrific. |
Biraz eski kafalı görünebilirim ama bence bir kadının işi görünümüne dikkat etmektir. | great. l may sound a bit old-fashioned, but i think it's the woman's job to maintain her appearance. |
Mesela, siz tapınağa varmadan çok önce oraya varıp Rahibe Marianna'ya görünebilirim. | For instance, I can appear to Sister Marianna much faster than you can get to the temple. |
Senin durumunu göz önüne alınca, düşüncesiz görünebilirim. | I must appear tactless, given your situation. |
Dilersen sanal bir görüntü olarak bize görünebilirsin. | If you wish, you may appear to us as a hologram. |
En azından şöyle bir görünebilirsin. | The least you could do is try and make an appearance. |
Sende ilişkilerin sayesinde cezaları kısaltıyor gibi görünebilirsin. | You can appear to reduce those terms through your contacts. |
Küçük görünebilir. | It appears smaller. |
Zalimce ve kalpsizce görünebilir. | It appears to be cruel, and heartless. |
Çok çılgın ve bazen de kabasın. Senin için çok normal olan şeyler başkalarının açısından farklı görünebilir. | But hear thee, you are too wild, too rude, too bold of voice, things that become you happily enough and in such eyes as ours appears not false. |