| Penceremin çerçeveleri, gölgelerim ve malzemelerim, gevşemiş ve düşmüş. Sanırım her şey yolunda. | The frame that has my window, and my shades and stuff, it came loose and it fell over and I think everything's okay. |
| Dantel perdeleri ve karanlık gölgeler vardı. | She had lace curtains and blackout shades. |
| Geçen sonbaharda buraya geldiğimde gölgeler vardı | When I came here last fall there were shades |
| Karanlıkta renkli gölgeler... buluyor. | He finds shades in the blackness... that feel like color. |
| Onlara "gölgeler" denir. | They call them "shades". |
| Pekala, tüm gölgeler dağılmalı. | So the shades all have to be up. |
