! Onun yerini... almak mı istiyorsun? Belle, hayır! | You would take his place? |
"...seni kollarıma almak." | - "To take you in my arms. " |
"Adolfo'su, onu bıraktığı için mi," "Kendi canını almak istedi?" | 'Because this Adolfo abandoned her, and then she tried to take her own life? |
"Bilinmedik tehlikeler içinden bir sürü zorluk çekerek Cin Şehir'i aşarak bu kaleye ulaştım çaldığın çocuğu geri almak için." | "Through dangers untold... and hardships unnumbered... I fought my way here to the castle... beyond the Goblin City... to take back the child that you have stolen." |
"Bu olay ve yıllar boyu süren korkaklığım için... sorumluluğu almak zorundayım." | "I have to take responsibility for it and for my cowardice hiding all these years." I caught her sneaking out one night. |
"300,000'e bırakırsanız alırım!" | "300,000 and I'll take it." |
"Ben Raymond'u alacağım." dedi. "Pekala, ben de Sheila'yı alırım." dedim. | She said, "l'll take Raymond." l said, "All right, l'll take Sheila." |
"Ben yaparım", "Diğerini alırım", "Ben bağlarım" diyor. | "I'll do this", he says, "I'll take the other". "I'll tie that". |
"Bu adam gibi görünmek istiyorum." Senin gibi görüneceğimi düşündüğüm için Hydroxycut ya da benzeri bir destek satın alırım. | I wanna look like that guy." so I go and take Hydroxycut or some supplement because I think that I'm gonna look like you. |
"Dinle Erez, ya MAG'i bana verirsin ya da zorla alırım!" dedim. | "Listen, Erez, give me the MAG, or I'll take it by force!" |
"Bir adam arkadaş edindiğinde sorumluluk alırsın" demişti. | Amanonce said, "When you make a friend, you take on a responsibility." |
"Eğer birisi pantolonunu alırsa sen de onunkileri alırsın" yazıyor. | It says "if somebody takes your pants, you take theirs." |
"ikisini de alırsın, Ve işte hayatın gerçekleri." | "you take them both and there you have the facts of life." |
- "Peki nasıl alırsın?" - "Her şekilde alırım, koca çocuk." | "And how do you take it?" "Any way I find it, big boy. |
- ...sen de kardeşimi alırsın? | I'll take Navarro, - you take my brother? |
"...ama profesyonel büyü biraz zaman alır." | "but a professional curse takes longer." |
"...bir hasta aradığında, gece bile olsa, çantasını alır..." | When a patient calls, even at night, he takes his bag -" |
"Alex," dedim, "bir insan paranı alır sonra da elimde 138 sayfa var derse, ve sayfalar yoksa, o adam yalancı ve hırsızdır!" | I said, "Alex, any man who takes your money and tells you he's got 138 pages in front of him and doesn't is nothing but a liar and a thief!" |
"Gerçek, zaman alır." | "The truth takes time". |
"Geç olsun güç olmasın" zaman alır. | Slow and steady takes time. |
! Gardiyanlık sınavından 55 aldım. | - I took the guard test and got 55 "percents. " |
" Acıyı aldım ve onu başka bir şeye dönüştürdüm. " | "I took the pain and made it into something." |
"Alacağımı aldım... | "You know, l took what l had ... |
"Beden dersleri aldım çünkü sevdiğim kız zayıf biri olduğumu düşünüyor." | "I took up athletics because the girl I love thinks I'm a weakling." |
"Ben de dışarı çıkıp baltamı aldım ve ağaçları kestim diyordu." | So l went out and took my saw and cut the trees down |
"Benim olanı alacağım" demek. | "l will take what is mine." |
"Olmaz, seni de alacağım." | "Nay, I will take thee too." |
"Senden hiper gerçekçi bir yüz kalıbı alacağım... " ve galaksinin imparatoru yapacağım... öldürülmekten çok korkuyor, ve bir robotu var. | I said, "I will take a mold of you, hyper-realistic and I will make the emperor of the galaxy he is so afraid to be killed, he have a robot. |
"bir düğün alayının başında, gelip seni kapından alacağım" | "Leading a wedding procession' l will take you from your doorstep" |
"Öç alacağım, kimseyi esirgemeyeceğim." | "I will take vengeance and will not meet thee as a man." |
"Paketleyin, hemen alıyorum" dedim. | I am taking it right now. |
- Bu dairede para harcadığım herşeyi alıyorum. | - I am taking everything I ever spent a penny on Out of this apartment. |
- Kontrolü elime alıyorum zaten. | I am taking control. |
- Seni müvekkilim olarak alıyorum ve muayenehaneni sana geri kazandırıyorum. | I am taking you on as a client and getting your practice back. |
- İdareyi ele alıyorum. | - I am taking charge! |