" Telafi etmek istiyorum." | "I want to make it up to you." |
"...seni mutlu etmek için harcayacağım." | "...to make you happy." |
"Araştırmayı yapanlar onlar." "Çamuru üretip, kuyuda kullanılacak aleti test etmek bölgeyi ağaçlardan arındırmak ve istifçiler ayarlayıp boruyu çimentoyla kapatıp, silahı ateşlemek ve kumu temizleyecek jeli pompalamak ve ham petrolün çıkarılacağı kuyuyu tamamlamak onların işi. | For they are the ones who do the research to make the mud to build the tool to run in the well to make the test to log the zone to set the packers, cement the pipe and fire the gun, |
"Aşkın tek kanunu vardır: onu mutlu etmek." Stendhal | "In love there is only one law: to make your love happy." Stendhal |
"Bebeğim, olanları telafi etmek istiyorum." | "Baby, make it up to you." |
" Yaptıklarım için özür dilerim. Bir sürü şeyi berbat ettim " | "I'm sorry I made a real mess of things. |
"...herşey silindi." "Onları yarı yolda bıraktım." "Herşeyi berbat ettim." | I blanked, let the side down, made a mess of it. |
"Bir hata ettim Clarke." | "I made a mistake, Clarke." |
"Bugün bu muhteşem bulguyu elde ettim, bu arada bir de oğlum oldu." | "I have made this wonderful discovery "and incidentally, a son am born today." |
"Onu görünce seni ne kadar özlediğimi fark ettim. | "Seeing it made me realize how much I've missed you. |