"Ne ile eritmek istiyorsun?" | "What do you want to melt him with?" |
- Damgalama için onu eritmek zorundayım. | Well, I'll have to melt it down so I can stamp it. |
- Hayır, onu da eritmek istiyorum. | - No, I want to melt it. |
- Sence neyle eritmek istiyorum? | - (woman) Josh! - What do ya think I wanna melt him with? |
- Senin kızdaki buzu eritmek için. | - To melt the ice off your girl. |
5 çeşit çikolata aldım ve bebek bezlerinde erittim. | I've taken five different chocolate bars, and melted them in these Diapers. |
Bu pek de büyük olmayan kahve fincanına üç tane baston şeker erittim ve tadını almıyorum bile. | I melted three entire candy canes into this not-very-large cup of coffee, - and still I can barely taste it. |
Evet, ben de asker erittim, komşu çocuklarının üstüne işedim ve kurbağaları havaya uçurdum. | Yeah, and I melted army men, and I peed on the neighbours' kid and I blew up frogs. |
Mısır gevreğinin üzerine kaşar peyniri erittim. | I melted string cheese over some corn chips. |
Onları erittim ve bu sayede motoru satın alabildim. | I melted them and thanks to them I could buy the Harley. |
# Balmumu bedenini eriteceğim. # | "I will melt your wax body." |
- Eğer söylemezsen - suratımı çocuklarının - önünde eriteceğim - Nerede siktiğimin | - I will melt my own face off in front of your children if you don't tell me where the [bleep] Don "Psycho D" Walters is! |
Tamam, kızın kalbini eriteceğim. | Fine. I will melt her heart. |