Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Yutmak (to swallow) conjugation

Turkish
28 examples
This verb can also mean the following: accept, fall for, fall, cause to pass from the mouth into the stomach, accept something easily, believe
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
yutarım
yutarsın
yutar
yutarız
yutarsınız
yutarlar
Past tense
yuttum
yuttun
yuttu
yuttuk
yuttunuz
yuttular
Future tense
yutacağım
yutacaksın
yutacak
yutacağız
yutacaksınız
yutacaklar
Present continuous tense
yutuyorum
yutuyorsun
yutuyor
yutuyoruz
yutuyorsunuz
yutuyorlar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
yutuyordum
yutuyordun
yutuyordu
yutuyorduk
yutuyordunuz
yutuyorlardı
Present negative tense
yutmam
yutmazsın
yutmaz
yutmayız
yutmazsınız
yutmazlar
Present continuous negative tense
yutmuyorum
yutmuyorsun
yutmuyor
yutmuyoruz
yutmuyorsunuz
yutmuyorlar
Past negative tense
yutmadım
yutmadın
yutmadı
yutmadık
yutmadınız
yutmadılar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
yutmuyordum
yutmuyordun
yutmuyordu
yutmuyorduk
yutmuyordunuz
yutmuyordular
Future negative tense
yutmayacağım
yutmayacaksın
yutmayacak
yutmayacağız
yutmayacaksınız
yutmayacaklar
Present interrogative tense
yutar mıyım?
yutar mısın?
yutar mı?
yutar mıyız?
yutar mısınız?
yutarlar mı?
Present continuous interrogative tense
yutuyor muyum?
yutuyor musun?
yutuyor mu?
yutuyor muyuz?
yutuyor musunuz?
yutuyorlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
yuttum mu?
yuttun mu?
yuttu mu?
yuttuk mu?
yuttunuz mu?
yuttular mu?
Past continuous interrogative tense
yutuyor muydum?
yutuyor muydun?
yutuyor muydu?
yutuyor muyduk?
yutuyor muydunuz?
yutuyorlar mıydı?
Future interrogative tense
yutacak mıyım?
yutacak mısın?
yutacak mı?
yutacak mıyız?
yutacak mısınız?
yutacaklar mı?
Present negative interrogative tense
yutmaz mıyım?
yutmaz mısın?
yutmaz mı?
yutmaz mıyız?
yutmaz mısınız?
yutmazlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
yutmuyor muyum?
yutmuyor musun?
yutmuyor mu?
yutmuyor muyuz?
yutmuyor musunuz?
yutmuyorlar mı?
Past negative interrogative tense
yutmadım mı?
yutmadın mı?
yutmadı mı?
yutmadık mı?
yutmadınız mı?
yutmadılar mı?
Past continuous negative interrogative tense
yutmuyor muydum?
yutmuyor muydun?
yutmuyor muydu?
yutmuyor muyduk?
yutmuyor muydunuz?
yutmuyorlar mıydı?
Future negative interrogative tense
yutmayacak mıyım?
yutmayacak mısın?
yutmayacak mı?
yutmayacak mıyız?
yutmayacak mısınız?
yutmayacaklar mı?

Examples of yutmak

Example in TurkishTranslation in English
'Evet, bayan, öğreneceksin, 'halkının da öğrenmek zorunda olduğu gibi, 'eğer midelerini yeniden doldurmak istiyorlarsa, 'yiyecekle birlikte biraz da gurur... '...yutmak zorunda olduklarını.Ah, yes, Fräulein, you will learn, as, uh, your people will have to, that if they want to, uh, fill their stomachs again, they will have to swallow a little pride along with the food.
(Mahir dış ses) Karanlık, umutsuzca seni yutmak istiyor.The darkness wants to swallow you up.
- Kızgın metal yutmak gibi.Like swallowing' a branding' iron.
-Tango, nar suyu, yutmak.-Tango, grenadine, swallow!
Ama kılıç yutmak tehlikeli değil mi?But isn't swallowing a sword dangerous?
"Yalar yutarım.""I swallow."
Bazı kızlar tükürür, ama ben yalayıp yutarım.Some girls are spitters, but I 'm aswallower.
Ben de kılıç yutarım.I'm a sword swallower.
Bu tabelayı yutarım.I'll swallow this plate.
Fran, bu parayı almazsan, o hapların hepsini yine bir güzel yutarım.Fran, if you don't take it I'll swallow a bunch of pills again.
- Nasıl yutarsın ki?- How could you swallow one?
Aslında kendi tükürüğünü yutarsın.You can swallow your own saliva.
Ağzına atar ve yutarsın.You pop them in your mouth and swallow.
Belki ölüm meleği abi zili çalar da ilaçlarını kendi kendine yutarsın.Maybe angel-of-death dude should call it a day and swallow some pills yourself.
Bütün jiletleri yutarsın tahminimce.My guess is you'd swallow the entire razor.
"Zulmet sapkın ruhları yutar.""Darkness swallows up stray souls."
Adamı yutar.It swallows men.
Avını yakalar, evirir çevirir, suyun içine çeker, boğar.. ..ve sonra onu yutar.He grabs on, spins around, takes it down and drowns it, and then swallows it.
Bazen insanları yutar.It sometimes swallows people.
Daha önemlisi kas güçleriyle. Yalnız da gelmezler. Çünkü burası yalnızları yutar.They'd never come here alone because this place swallows loners.
"Birader, bir sinek daha yuttum.""Oh, brother, I just swallowed another fly."
- Ama yuttum.I swallowed it.
- Bir böcek yuttum.- I swallowed a bug! - Oh.
- Bir tanesini yuttum!- I swallowed one!
Davamıza ihanet etmeden, kara hapı yutacağım.I will swallow the blackened pill before I betray the cause.
Kendi doğrumu yutacağım.I guess I will swallow my truth.
Seni bir lokmada yutacağım.l will swallow you up.
Ve şimdi de bir adet mentos yutacağım.[SIGHS] And now, I will swallow a Mentos.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Random

yoluna girmek
straighten
yoluna koymak
straighten
yolunda gitmek
go with a swing
yolunu değiştirmek
shunt
yontmak
shape sth
yönelmek
front
yuğrulmak
do
yuhalamak
hoot
yutkunmak
swallow
yutturmak
foist

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'swallow':

None found.