Yerleştirmek (to place) conjugation

Turkish
26 examples

Conjugation of eiti

Ben
Sen
O
Present tense
yerleştiririm
I place
yerleştirirsin
you place
yerleştirir
he/she/it places
Future tense
yerleştireceğim
I will place
-
-
Past tense
yerleştirdim
I placed
-
-
Present continuous tense
yerleştiriyorum
I am placing
-
-

Examples of yerleştirmek

Example in TurkishTranslation in English
"buraya birşey yerleştirmek yasal değildir yazıyor."it's illegal to place anything on that pole.
- Tahribatın yerleştirmek istiyor.- It seeks to place it.
- Yörüngeye yerleştirmek için bir F-302 kullanacağım.- I will use an F-302 to place it in orbit.
-Yanlış yerleştirmek mi?- Misplaced?
-Yanlış yerleştirmek.- Misplaced. - Honey.
- Genelde zihnime buranın haritasını iyice yerleştiririm.I make an overall blueprint in my mind, you know, and then... It's really the only place to be alone in a crowded cityl. I like it very much.
Evinin dışına bir kamera yerleştiririm.I will set up a camera outside of his place.
Eğer oraya girmeme izin verirseniz, bu fareyi yerleştiririm ve çıkıp---If you just let me get in there, I'll replace that mouse and be outta there--
Herkesi yerli yerine yerleştiririm.I'll make sure everyone's placed properly.
Kupanın altına tera cevizi yerleştiririm.l place the terra nut under the cup.
Bu 4 barın arasını bir grafik gibi görürüm, ve, çok fazla sözcük, çok fazla hece yerleştirebilirim. fazlasıyla sözcük, ve bazen, bilirsin, eğer beat mükemmelse, Bu 4 bara yerleştirebileceğin başka... başka sözcük yoktur en iyilerini yerleştirirsinI see like a graph in between them four bars, and within that, I could place so many words and so many syllables and so many words, and at times, you know, if the beat am perfect, I can take it to the point
Buraya nasıl bir pencere yerleştirirsin?How do you roll a window down in this place?
Her birini, belirli bir numara sırasına göre yerleştirirsin.You move each one. You place them in numeric order.
Taşları, bölgeni oluşturmak için yerleştirirsin.You place stones to create territories.
Ve her bir çiçeğin içine, gözlerini tüm umutlarının durduğu gökyüzüne çevirerek özlemini yerleştirirsin.And you place in every calyx the smile of your yearning, with your eyes turned up to heaven where all your hopes reside.
-İnsanları yeni işlere yerleştirir.- He places people in jobs.
Ardından, karı koca arasındaki özel bir deneyim sonrasında... kocası onu Kadın Geliştirme Sistemimize yerleştirir.Then, in a very private experience between husband and wife, he gently places her in our female improvement system.
Bay Sanford harika biri. İstenmeyen bebekleri sevgi dolu yuvalara yerleştirir.Mr. Sanford is a wonderful man who places unwanted babies in loving homes.
Bombayı yerleştirir, fitili ateşler. Sonra da elbette koşarak uzaklaşır.He places the bomb, lights the fuse, and starts to run away.
Bu yüzden ses kendini, kısmen ve mükemmel olmayan bir şekilde algılayıp kontrol ettiği belli bir süreç içine yerleştirir.Thus the voice places itself within a given process, which it perceives and controls only in part, and only imperfectly.
Son iş olarak bu kitabı kapıların yanına yerleştireceğim beni izleyecek olanlara uyarı olsun diye.My final act. I will place this book by the doors as a warning for any who follow me.
"Saat 9:00'da, X'in kopmuş elinden aldığım tohumları 10 cm derinlikte toprağa yerleştirdim.'At 9:00 P.M., I placed the seeds taken from the severed hand of X in four inches of earth.
- Dört ana çıkış noktalarına altı adet iki kişilik SUV jeeplerinden yerleştirdim.- I've placed six two-man SUVs at multiple extraction points down four main auto-routes.
- Onları burada saklayamazdım, - Kızkardeşiniz kaçmak zorunda kaldı , - Bu yüzden onları Neuilly'de bir yere yerleştirdim.I couldn't keep them here, your sister had to flee, so I placed them with a woman in Neuilly.
- Onu ben yerleştirdim.- Save it. I placed that stuff.
- Çünkü ben yerleştirdim. 5 Nisan'da Ali'nin dairesine koydum.On April 5, I placed it in Ali's apartment.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

körleştirmek
blind to
yüzleştirmek
confront

Similar but longer

yerleştirilmek
do

Random

yaver gitmek
go lucky
yazıyı çıkarmak
remove the post
yerden yere çalmak
steal from place to place
yerini beğenmek
like location
yerle bir
do
yerleştirilmek
do
yerlileşmek
do
yeşillendirmek
replant
yıkamak
wash
yıpramak
wear down

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'place':

None found.
Learning languages?