"...çarmıhta ve ecelde merhametini lütfet, şeytana teslim edilmek üzere olana." | "In thy crucifixion and death, show mercy to those who are... ..about to be delivered unto the devil." |
"Bay" Luthor kapalı kapıların ardında ve rahatsız edilmek istemiyor. | Mr. Luthor is behind closed doors and doesn't want to be disturbed. |
"Bayan Peabody yurtdışında acil bir durum olmadıkça rahatsız edilmek istemiyor." diyen. | "Mrs. Peabody is abroad and doesn't want to be reached unless it's a total emergency". |
"Bütün bölümler bu şekilde tercüme edilmek zorunda. | "And every chapter must be so translated. |
"Eğer bir YÖS mağdurunun salıverilme şartlarını bozduğundan şüphelenilirse... Yarı Ölü İlişkileri Departmanı'na rapor edilmek zorundadır. Kural tanımaz hasta kendi ve diğerlerinin güvenliği için alıkoyulacaktır." | "If a PDS sufferer is suspected of breaching their terms of release, they must be reported to the Department of Partially Deceased Affairs, whereupon the non-compliant patient will be detained for their own safety and the safety of others." |
Ama o tarafa geçsem de hemen fark edilirim, değil mi? | But I'd stick out though, wouldn't I, if I came through? |
Bir tür otorite olarak kabul edilirim. | I am considered something of an authority. |
Eğer Wolverhampton's geri dönersem, linç edilirim. | I will be lynched if I ever go back to Wolverhampton. |
Eğer asi ajanlar tarafından bulunursam, hunharca işkence edilip, keçilere yem edilirim. | If l am found by rebel agents, l will be brutally tortured and fed to goats. |
Konuşursam mahkûm edilirim. | If I speak, I am condemned |
- o zaman sen, Jenny, bu suretle tahsis edilirsin. | - then you, Jenny, are thusly appointed. |
Bir gün bir şölene davet edilirsin ve gittiğinde bir bakarsın ki yemek listesinde adın yazılı. | One day you are invited to a feast but when you get there you see your name on the menu. |
Bizim tarafımızda olursan da ABD'yi sinirlendirir ve medya tarafından kaçakçılara yem edilirsin. | Speak out against, you anger the US... and are criticized by our media as a shill of the narcos. |
Bu sayede dikkat edilirsin. | So that you can be taken care of. |
Hayvanı bir bulursam tohliye edilirsin. | If I find pet, you are ewicted. |
"...veya köyü tarafından, yetişkin bir erkek olarak kabul edilir." | "as a man amongst the members of his tribe or village." |
"Ağır kombine immün yetmezliği" olan hastalara hastane gibi enfeksiyon kapma riski olan yerlerden uzak durmaları tavsiye edilir. | Right, but patients with severe combined immunodeficiency syndrome are generally advised to steer clear of high-risk infection areas like a hospital. |
"Bir kere öpülen dudaklar daha fazla arzu edilir" | "Lips once kissed long for more". |
"Brooklyn'e Son Çıkış" savaş sonrası Amerikan yazıları arasında bir klasik olarak kabul edilir. | Last Exit to Brooklyn is a classic of post-war American writing. |
"Bu şeytanlar yok edilir edilmez, mutsuzluğunuz da yok olacak." | "Once these devils will be destroyed, your misery will be destroyed. " |
"Jason Manhattan'da" filmini yaptıktan kısa bir süre sonra "The Arsenio Hall Show"a davet edildim. | Shortly after we did "Jason Takes Manhattan," I was asked to do "The Arsenio Hall Show" |
'Bir kaç gün takip edildim ama bu beni rahatsız etmedi.' | 'I was followed for the next couple of days, but it didn't bother me. |
- Ama davet edildim. | - But I was invited. |
- Az önce fark edildim. | - I can't... I was just discovered. |
- Ben edildim. | I was invited. |
- Günah keçisi ilan edileceğim! | I will be the scapegoat! |
Aforoz edileceğim. | I will be an outcast. |
Ama fark ettim ki bana ihtiyacınız kalmadığı anda bir terörist gibi yok edileceğim. | And I realize that the minute I'm no longer deemed necessary, I will be unceremoniously eliminated. |
Ama şifreni öğrenince kahraman Buf ilan edileceğim. | But I will be a hero Boov for getting your password. |
Avrupa harap olacak ve sorumlusu ben ilan edileceğim. | Europe will be desolate and I shall be held responsible. |
Ben w-wuh, ben takip ediliyorum . | I w-wuh, I was being chased. |
Koşuyordum çünkü takip ediliyorum sandım. | I am running because I felt like I was being chased. |
İdare ediliyorum sandım. | And that maybe I was being led on. |