Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Anlatmak (to explain) conjugation

Turkish
15 examples
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
anlatırım
anlatırsın
anlatır
anlatırız
anlatırsınız
anlatırlar
Past tense
anlattım
anlattın
anlattı
anlattık
anlattınız
anlattılar
Future tense
anlatacağım
anlatacaksın
anlatacak
anlatacağız
anlatacaksınız
anlatacaklar
Present continuous tense
anlatıyorum
anlatıyorsun
anlatıyor
anlatıyoruz
anlatıyorsunuz
anlatıyorlar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
anlatıyordum
anlatıyordun
anlatıyordu
anlatıyorduk
anlatıyordunuz
anlatıyorlardı
Present negative tense
anlatmam
anlatmazsın
anlatmaz
anlatmayız
anlatmazsınız
anlatmazlar
Present continuous negative tense
anlatmıyorum
anlatmıyorsun
anlatmıyor
anlatmıyoruz
anlatmıyorsunuz
anlatmıyorlar
Past negative tense
anlatmadım
anlatmadın
anlatmadı
anlatmadık
anlatmadınız
anlatmadılar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
anlatmıyordum
anlatmıyordun
anlatmıyordu
anlatmıyorduk
anlatmıyordunuz
anlatmıyordular
Future negative tense
anlatmayacağım
anlatmayacaksın
anlatmayacak
anlatmayacağız
anlatmayacaksınız
anlatmayacaklar
Present interrogative tense
anlatır mıyım?
anlatır mısın?
anlatır mı?
anlatır mıyız?
anlatır mısınız?
anlatırlar mı?
Present continuous interrogative tense
anlatıyor muyum?
anlatıyor musun?
anlatıyor mu?
anlatıyor muyuz?
anlatıyor musunuz?
anlatıyorlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
anlattım mı?
anlattın mı?
anlattı mı?
anlattık mı?
anlattınız mı?
anlattılar mı?
Past continuous interrogative tense
anlatıyor muydum?
anlatıyor muydun?
anlatıyor muydu?
anlatıyor muyduk?
anlatıyor muydunuz?
anlatıyorlar mıydı?
Future interrogative tense
anlatacak mıyım?
anlatacak mısın?
anlatacak mı?
anlatacak mıyız?
anlatacak mısınız?
anlatacaklar mı?
Present negative interrogative tense
anlatmaz mıyım?
anlatmaz mısın?
anlatmaz mı?
anlatmaz mıyız?
anlatmaz mısınız?
anlatmazlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
anlatmıyor muyum?
anlatmıyor musun?
anlatmıyor mu?
anlatmıyor muyuz?
anlatmıyor musunuz?
anlatmıyorlar mı?
Past negative interrogative tense
anlatmadım mı?
anlatmadın mı?
anlatmadı mı?
anlatmadık mı?
anlatmadınız mı?
anlatmadılar mı?
Past continuous negative interrogative tense
anlatmıyor muydum?
anlatmıyor muydun?
anlatmıyor muydu?
anlatmıyor muyduk?
anlatmıyor muydunuz?
anlatmıyorlar mıydı?
Future negative interrogative tense
anlatmayacak mıyım?
anlatmayacak mısın?
anlatmayacak mı?
anlatmayacak mıyız?
anlatmayacak mısınız?
anlatmayacaklar mı?

Examples of anlatmak

Example in TurkishTranslation in English
"Sammy Dondurma Kaseti"nin nasıl "Karma Uyku Videoları"ndan önce geldiğini anlatmak ister misin?You want to explain to me how "Sammy Popsicle" comes before "Napping, Various"?
"Ve küçük prens adama dedi ki yetişkinler kendileriyle ilgili hiçbir şeyi anlamazlar ve onlara olanları anlatmak çocuklar için her daim yorucu olur.""And the little prince said to the man" "Grownups never understand anything for themselves, and it is tiresome for children to be always explaining things to them"
'Bilinmezleri anlatmak için efsanelerin yaratıldığı günler.''A time when legends were created to explain the unknown.'
- Ben de bu yüzden yaptım. Kaderle zor açıklanabilecek öyküleri anlatmak için.Precisely why I persisted with the project, to explain why such stories hold no difficulties for faith.
- Durumu bizim açımızdan anlatmak isterdim.- I want to explain our side of things.
- Bunu zaten anlattım.- I have already explained it.
- Denedim. Durumu iş arkadaşlarıma anlattım./ tried. / explained the situation to my colleagues.
- Hepsini anlattım.- I explained all that.
- Size sebebini anlattım.I explained to you why.
- Tasarımızı Reis'e anlattım.- I've explained our project to the Chief.
- Bakın, size anlatacağım.I will explain.
- Daha sonra anlatacağım.- I will explain everything to him later.
- Tamam, anlatacağım sonra...I will explain you later.
-Sana anlatacağım.-I will explain.
Ak Yıldız'a vardığımızda her şeyi anlatacağım.Once we arrive at the White Star, I will explain everything.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'explain':

None found.