Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Güçlendirmek (to strengthen) conjugation

Turkish
15 examples

Conjugation of güçlendirmek

Ben
Sen
O
Present tense
güçlendiririm
I strengthen
güçlendirirsin
you strengthen
güçlendirir
he/she/it strengthens
Past tense
güçlendirdim
I strengthened
-
-
Future tense
güçlendireceğim
I will strengthen
-
-
Present continuous tense
güçlendiriyorum
I am strengthening
-
-

Examples of güçlendirmek

Example in TurkishTranslation in English
- Soyumuzu güçlendirmek için son çareyi!- Waiting - For the final solution to strengthen the strain
Ama bunu şehri güçlendirmek için yapıyordum, tehlikeye sokmak için değil.But I am doing it to strengthen the city, not to endanger it.
Amacımız bedeni şımartmak değil, ruhu güçlendirmek.Our aim is not to pamper the body, but to strengthen the soul.
Ancak burada görülen mikrop bitkilerin bağışıklığını güçlendirmek amacıyla kullanılıyor.Microbes used on this strengthens the plant's immunity.
Aralarındaki bağı güçlendirmek için erkek dişiye bir hediye veriyor.To strengthen their bond, he offers her a gift.
- Çayımızı paylaşacağız, ahbap! - Bu dostluğu güçlendirir.- It strengthens friendship.
Acı daha da güçlendirir sadece.The pain just strengthens that.
Bu aşığın kemiklerini güçlendirir ve aklını başına getirir!This strengthens bones, and puts sense in the head!
Bu birliktelik nadirdir ama ortak doğaları ortak tutkularını güçlendirir ve aralarındaki bağı kuvvetlendirir.This dynamic is rare, but the symbiotic nature of their mutual desires actually strengthens their affinity for one another.
Dua ettiğimiz her tesbih savaşçı ruhumuzu güçlendirir.Each rosary we pray strengthens our fighting spirit.
Aşıyı daha tutarlı tepki için güçlendirdim.I have strengthened the vaccine for a more consistent response.
Dün gece söylediğim gibi ışını genişlettim ve güçlendirdim.I've widened and strengthened the beam, like I said last night.
Lamar gibi çocukları korumak için sosyal güvenlik programlarını güçlendirdim.I strengthened the safety net to protect kids like Lamar.
İlk olarak, bakırdan şeyler yaptım... ve parmaklarımı güçlendirdim.I began making copper objects. And thus strengthened my fingers.
Şeytan tohumu otunu kullanarak bağışıklık sistemini güçlendirdim.I strengthened her immune system using devil's-weed.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

güçleştirmek
complicate

Similar but longer

güçlendirilmek
strengthen

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'strengthen':

None found.