"... Madame Céline Villeneuve Desgoffe und Taxis'i öldürmekten tutuklamak için bulunuyorum." | I hereby place you under arrest for the murder of Madame Céline Villeneuve Desgoffe und Taxis." |
"Kalbimi çaldığın için, seni tutuklamak zorunda kalacağım." | "You know I'm going to have to arrest you for stealing my heart". |
"Yenilen düşman askerleri sivil elbiselere büründüğü için, şüphelendiğiniz herkesi tutuklamak zorundaydınız. | " Since the defeated enemy soldiers are believed to be in plain clothes, "you must arrest any person who is suspected of being so. |
- Amiral, beni tutuklamak hiçbir şeyi durdurmayacak. | Admiral, arresting me isn't going to stop any of this. |
- Babanı tutuklamak için kendim kanıt bulursam ömür boyu hapis yatar. | - If I have to wait until I have enough proof to arrest your father, then he's going away for life. |
- ...ben de tutuklarım. | And I make the arrest. |
- ...seni derhal tutuklarım. | - I'm gonna arrest you right now. |
- ...seni tutuklarım. | I'll have you arrested. |
- Ben de seni vatandaş sıfatıyla tutuklarım. | I'll make a citizen's arrest, too. |
- Ben tutuklarım sonra. | - I'll arrest him. |
"Fakat Feroz, Rajshekhar'ın adamı, onu sadece tutuklarsın?" | "But because Feroz is Rajshekhar's man, you'Ve only arrested him?" |
- Beni tutuklarsın. | You'd arrest me. |
- Bir ışınlanıcıyı nasıl tutuklarsın? | How do you arrest a teleporter? |
- Sen tutuklarsın. | You make the arrest. |
-Bırak gitsin, yarın tekrar tutuklarsın. | Rearrest him again tomorrow. |
Baskın olduğunda narkotik ajanları torbacıları tutuklar. ...ve ele geçirilen malları işleme koyarlar. | When a raid goes down, the D.E.A. agent arrests the dealers, and then they process the cash and the drugs that have been seized. |
Hani şu kullandığın zaman polis tutuklar ya. | Of you take that the police arrests you. |
Jose Carmen'i tutuklar, ama sonra kaçmasına göz yumar. | - José arrests Carmen, but then he lets her escape. |
Olur da Akbaba, meydana çıkarsa Peter'ı ararız, FBI da onu tutuklar. | Look, I-if the Vulture shows up, we call Peter, and the FBI arrests him. |
Peter girer elması ilk çalan kişiyi Carlisle'ı tutuklar. | Peter moves in, arrests Carlisle, who stole the diamonds in the first place. |
- 600'den fazla kişi tutukladım. | I've arrested over 600 people. Brag. |
- Birini tutukladım" | - The one I arrested" |
- Bu kadını saat 14.32'de tutukladım. | ~ I arrested this woman at 2:32 PM. |
- Cinayete teşebbüsten tutukladım. | - I arrested 'em for attempted murder. |
- Durdurup tutukladım tabii ki. | I stopped and arrested him, of course. |
- Sizi tutuklayacağım. | I will arrest you. |
-Gidin yada sizi tutuklayacağım. | -Go, or I will arrest you. |
Alandan ayrılın yada sizi tutuklayacağım. | leave the zone or i will arrest you. |
Burada olduğuna göre, onu tutuklayacağım. | Now she's here, I will arrest her |
Ciddiyim, bu sefer polise müdehaleden sizi tutuklayacağım. | I mean it, this time I will arrest you for interfering in police business. |