- Kendiniz paketlemek ister miydiniz? | - wanna wrap it yourself? |
Ama paketlemek zorunda kalırım o zaman. | But I'd have to wrap it myself. |
Artık mağazadaki DVD'leri ödünç alıp yeniden paketlemek yok. | - Oh, boy. No more borrowing company DVDs and then just re-shrink-wrapping them. |
Evet, bu şeyi paketlemek için ne yapabiliriz? | So hey, what can we do to wrap this thing up? |
Eğer hediyeyi paketlemek için üç parçadan fazla bant kullanıyorsan, yanlış yapıyorsundur. | If you use more than three pieces of tape to wrap a present, you're doing it wrong. |
- Onu bir çırpıda paketlerim! | -I'd wrap him up in cellophant! |
Bunu nasıl paketlerim? | How do I wrap this up? |
Kendim paketlerim, ancak onu aşağı taşımama yardım edecek birkaç kişi gönderirseniz minnettar olurum. | I shall wrap it myself, but I'd be grateful if you'd send men to help carry it down. |
Noel hediyelerini paketlerken kullanıyordum. Chip'in hediyelerini daima paketlerim. | I use those for wrapping Christmas gifts, and I always wrap all of Chip's gifts for him. |
Orada kitap okurum, spor yaparım, hediyelerimi paketlerim. | I like to read in there, I exercise. That's where I wrap presents. |
Bir küreği nasıl paketlersin ki? | How do you wrap a paddle, anyway? |
Böyle bir şeyi nasıl paketlersin? | How would you go about getting something like this gift-wrapped? |
Nasıl paketlersin Charlie'yi? | H-how do you wrap Charlie? |
Yapabilirler, aslında bilmiyorum, çünkü her şeyi karım paketler. | They might, honestly, l don't know, because my wife wraps everything. |
- Ben paketledim. | I wrapped it. |
3 günde 264.000 hediye paketledim efendim! | I wrapped 264,000 presents in 3 days, sir. |
Artanları paketledim ve buzdolabına koydum. | I wrapped up the leftovers and put them in the fridge. |
Aslında, harika olan benim. Bu seferkini bizzat paketledim. | Actually, I'm great, I wrapped this one up myself. |
Ben alıp paketledim bile. | I've got mine already wrapped. |