"Bu adamı hizmetli kadroma katmak istiyorum" dedi hatta. | "I would like to add this man to the ranks of our retainers," he said. |
- Sırf görünümüne korkunçluk katmak için, dişlerini bileylettirmişti. | He had filed his teeth down to sharp points... to add to the ferocity of his appearance. |
- Yalnızca merak ediyordum da, acaba yaşadığımız bozuşmalara ilaveten hayatına yaptığım olumlu etkilerden de biraz katmak isteyebilir miydin? | I was just wondering if, in addition to the dust-ups we've had, you might want to include some of the positive effects I've had on your life. |
...yemeğinize farklı tat ve kıvam katmak amacıyla değişik şekillerde dolma biber ilave edebilirsiniz. | ...red bell pepper, you can add it at various points in your cooking to give your dish a slightly different flavor and texture. |
Ama Dutch'ın hareketlerine biraz enerji katmak için gösteriyi daha tehlikeli hale getiriyor. Dolayısıyla Dutch daha fazla iş alıyor. | But he's making the stunts more dangerous to add a little pizzazz to dutch's act. |
İçine biraz Worcestershire sosu, sarmısak, azıcık da kekik katarım. | And I rub in a little Worcestershire and add a little garlic, a little thyme. |
Şaraba bolca şeker katarım. | I add a lot of sugar to the wine. |
- Sadece Duble G tarzı katarsın. | - You can just add that double G style. |
Evet bizimle 2 sentlik değer katarsın. | So add your 2 cents' worth with us. |
Ve azıcık tatlandırıcı katarsın. | And you add a little sweetener; |
Önce bir fıçı Missouri nehir suyu alırsın, bir kaç galon alkol, onları çıldırtmak için biraz kargabüken özü ve midelerini bulandırmak için biraz tütün katarsın. | Well, take a barrel of Missouri river water, a couple of gallons of alcohol add some strychnine to make them crazy and tobacco to make them sick. |
- Ölüm hayata değer katar. | - Death adds to the bounty on the living. |
...hayat dünyaya biraz güzellik ve mucize katar. | the life... It adds a little beauty and wonder to the world. |
Bence biraz güvensizlik ilişkiye gizem katar. | Well, I think a little mistrust adds mystery to a relationship. |
Bu da geceye zarafet katar. Böyle şeylere... biraz zaafım olduğu doğrudur. | It adds elegance, for which I confess a weakness now and then. |
Dedikodu kaynağı olmak kişinin itibarına ihtişam katar, haksız mıyım? | Oh, to be the source of gossip adds a certain... lustre to one's reputation, don't you think? |
Altı adet daha emlağı Phoenix Emlak protfolyosuna kattım, ikisi sahilde. | I got six more properties added to the Phoenix Land Trust portfolio, two of which are beachfront. |
Aslında, şekeri üçe katladım ve biraz daha kafein kattım. | Well, actually, I tripled the sugar and added a little bit more caffeine. |
Bazı üretim hatalarımı giderip senin bir takım özelliklerini kattım. | I`ve removed a few of my flaws... and added a little of you. |
Biraz renk kattım. | I added a little colour. |
Biraz yumuşatmak için içine su kattım. | Ate all his chow. At least he did after I added some water to give it a kind of a gravy texture. |
Hikayemize biraz renk katıyorum. | I am adding color to our story. |