Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Katmak (to add) conjugation

Turkish
22 examples
This verb can also mean the following: bring together, mix, join, annex
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
katarım
katarsın
katar
katarız
katarsınız
katarlar
Past tense
kattım
kattın
kattı
kattık
kattınız
kattılar
Future tense
katacağım
katacaksın
katacak
katacağız
katacaksınız
katacaklar
Present continuous tense
katıyorum
katıyorsun
katıyor
katıyoruz
katıyorsunuz
katıyorlar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
katıyordum
katıyordun
katıyordu
katıyorduk
katıyordunuz
katıyorlardı
Present negative tense
katmam
katmazsın
katmaz
katmayız
katmazsınız
katmazlar
Present continuous negative tense
katmıyorum
katmıyorsun
katmıyor
katmıyoruz
katmıyorsunuz
katmıyorlar
Past negative tense
katmadım
katmadın
katmadı
katmadık
katmadınız
katmadılar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
katmıyordum
katmıyordun
katmıyordu
katmıyorduk
katmıyordunuz
katmıyordular
Future negative tense
katmayacağım
katmayacaksın
katmayacak
katmayacağız
katmayacaksınız
katmayacaklar
Present interrogative tense
katar mıyım?
katar mısın?
katar mı?
katar mıyız?
katar mısınız?
katarlar mı?
Present continuous interrogative tense
katıyor muyum?
katıyor musun?
katıyor mu?
katıyor muyuz?
katıyor musunuz?
katıyorlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
kattım mı?
kattın mı?
kattı mı?
kattık mı?
kattınız mı?
kattılar mı?
Past continuous interrogative tense
katıyor muydum?
katıyor muydun?
katıyor muydu?
katıyor muyduk?
katıyor muydunuz?
katıyorlar mıydı?
Future interrogative tense
katacak mıyım?
katacak mısın?
katacak mı?
katacak mıyız?
katacak mısınız?
katacaklar mı?
Present negative interrogative tense
katmaz mıyım?
katmaz mısın?
katmaz mı?
katmaz mıyız?
katmaz mısınız?
katmazlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
katmıyor muyum?
katmıyor musun?
katmıyor mu?
katmıyor muyuz?
katmıyor musunuz?
katmıyorlar mı?
Past negative interrogative tense
katmadım mı?
katmadın mı?
katmadı mı?
katmadık mı?
katmadınız mı?
katmadılar mı?
Past continuous negative interrogative tense
katmıyor muydum?
katmıyor muydun?
katmıyor muydu?
katmıyor muyduk?
katmıyor muydunuz?
katmıyorlar mıydı?
Future negative interrogative tense
katmayacak mıyım?
katmayacak mısın?
katmayacak mı?
katmayacak mıyız?
katmayacak mısınız?
katmayacaklar mı?

Examples of katmak

Example in TurkishTranslation in English
"Bu adamı hizmetli kadroma katmak istiyorum" dedi hatta."I would like to add this man to the ranks of our retainers," he said.
- Sırf görünümüne korkunçluk katmak için, dişlerini bileylettirmişti.He had filed his teeth down to sharp points... to add to the ferocity of his appearance.
- Yalnızca merak ediyordum da, acaba yaşadığımız bozuşmalara ilaveten hayatına yaptığım olumlu etkilerden de biraz katmak isteyebilir miydin?I was just wondering if, in addition to the dust-ups we've had, you might want to include some of the positive effects I've had on your life.
...yemeğinize farklı tat ve kıvam katmak amacıyla değişik şekillerde dolma biber ilave edebilirsiniz....red bell pepper, you can add it at various points in your cooking to give your dish a slightly different flavor and texture.
Ama Dutch'ın hareketlerine biraz enerji katmak için gösteriyi daha tehlikeli hale getiriyor. Dolayısıyla Dutch daha fazla iş alıyor.But he's making the stunts more dangerous to add a little pizzazz to dutch's act.
İçine biraz Worcestershire sosu, sarmısak, azıcık da kekik katarım.And I rub in a little Worcestershire and add a little garlic, a little thyme.
Şaraba bolca şeker katarım.I add a lot of sugar to the wine.
- Sadece Duble G tarzı katarsın.- You can just add that double G style.
Evet bizimle 2 sentlik değer katarsın.So add your 2 cents' worth with us.
Ve azıcık tatlandırıcı katarsın.And you add a little sweetener;
Önce bir fıçı Missouri nehir suyu alırsın, bir kaç galon alkol, onları çıldırtmak için biraz kargabüken özü ve midelerini bulandırmak için biraz tütün katarsın.Well, take a barrel of Missouri river water, a couple of gallons of alcohol add some strychnine to make them crazy and tobacco to make them sick.
- Ölüm hayata değer katar.- Death adds to the bounty on the living.
...hayat dünyaya biraz güzellik ve mucize katar.the life... It adds a little beauty and wonder to the world.
Bence biraz güvensizlik ilişkiye gizem katar.Well, I think a little mistrust adds mystery to a relationship.
Bu da geceye zarafet katar. Böyle şeylere... biraz zaafım olduğu doğrudur.It adds elegance, for which I confess a weakness now and then.
Dedikodu kaynağı olmak kişinin itibarına ihtişam katar, haksız mıyım?Oh, to be the source of gossip adds a certain... lustre to one's reputation, don't you think?
Altı adet daha emlağı Phoenix Emlak protfolyosuna kattım, ikisi sahilde.I got six more properties added to the Phoenix Land Trust portfolio, two of which are beachfront.
Aslında, şekeri üçe katladım ve biraz daha kafein kattım.Well, actually, I tripled the sugar and added a little bit more caffeine.
Bazı üretim hatalarımı giderip senin bir takım özelliklerini kattım.I`ve removed a few of my flaws... and added a little of you.
Biraz renk kattım.I added a little colour.
Biraz yumuşatmak için içine su kattım.Ate all his chow. At least he did after I added some water to give it a kind of a gravy texture.
Hikayemize biraz renk katıyorum.I am adding color to our story.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'add':

None found.