Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Gözlemlemek (to observe) conjugation

Turkish
24 examples

Conjugation of gözlemlemek

Ben
Sen
O
Present tense
gözlemlerim
I observe
gözlemlersin
you observe
gözlemler
he/she/it observes
Past tense
gözlemledim
I observed
-
-
Future tense
gözlemleyeceğim
I will observe
-
-
Present continuous tense
gözlemliyorum
I am observing
-
-

Examples of gözlemlemek

Example in TurkishTranslation in English
# Büyüleyicidir aynada yüzünüzün değişimini gözlemlemek# It's fascinating to observe what the mirror does
- Bazı şeyleri gözlemlemek işi.He's paid to observe things.
- Doğaüstü olayları gözlemlemek için mi buradasınız?- Are you here to observe the phenomena?
- Hayır, ben sadece gözlemlemek istiyorum.No, I just want to observe.
- Onları gözlemlemek isteyen sendin.You were the one who wanted to observe them.
-Ben görür VE gözlemlerim.- I see AND observe.
Ama diğerlerini tedavi ederken onu sıklıkla gözlemlerim ve bu sayede ondan, insan etkileşimi hakkında çok şey öğrendim.But I often observe as she practises medicine and have learned much about human interaction from her.
Ben bakmam, gözlemlerim.I don't see. I observe.
Ben senin biyopsini yaparım ve gelip seni gözlemlerim.Yeah. I'll do your biopsy and then I'll come observe you.
Bende senin gibi dünyayı ve etrafımdaki insanları gözlemlerim ve bütün varlıklarıLike you, l observe people and the world around me. All that exists.
Ama uzun süre gözden uzak kalırsan insanlara karşı yabancılaşırsın. O yüzden aralarına karışır, gözlemlersin... Sonra görünmez dünyana dönersin.But you stay invisible too long, the human race starts to look like another species, so you venture out, you observe, and then you return to your invisible world, like a ghost.
Böylece gercekte sadece dünyanin herhangi bir yerinde degistirebilecegin hicbir sey gözlemlersin.Then only you actually observe anything, anywhere in the universe, to change it.
Dalgayla kafa kafaya çarpışabilirsin ya da doğanın kurallarını gözlemlersin.You can fight things head-on or you can observe the laws of nature.
Sen gözlemlersin , Douglas, başka bişey yapma.You observe, Douglas, nothing more.
Birisi önce kendini incelemeden diğer kişiyi gözlemler ve incelerse ekipmanlarımızın uygun olarak kurulduğunu nereden biliriz?If one observes and studies another person without having first studied oneself, how do we know whether our instruments are appropriately set?
O sadece gözlemler.He just observes.
SWORD dünya dışı durumlar da dahil olmak üzere olayları gözlemler ve cevap verir.S.W.O.R.D.S observes and responds situation involving... any extraterrestrial presence.
İki takım da rakibini gözlemler, yeteneklerini, eğilimlerini tartar.Each team observes their opponents, assesses their skills, theirtendencies.
İyi bir diplomat, Bay Adams, çok gözlemler, nadiren harekete geçer ve yumuşak bir şekilde konuşur.A good diplomat, Mr. Adams, observes much, acts little and speaks softly.
"Keçiye benzeyen bir yaratığı gözlemledim ve takip etmeye,."I have followed and observed a goat-like creature
- "Ama" ile aynı şey. Belirtilmesi gereken birkaç temel sorun gözlemledim.I have observed some underlying issues that need to be addressed.
- Oradaydım, ama sadece gözlemledim.- I am there, I observed.
...bu üç silahşörü gözlemledim.I have observed these three swashers.
3 hasta gözlemledim ki ihtiyaçları da yoktu.I've observed three patients receive needle decompression in the field which they did not need. Is that a fact?

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

gözle yemek
do

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'observe':

None found.