- Ben de senle egzersiz yapmak isterdim. | DI'd love to give you some exercise. |
-Kes, egzersiz yapmak istiyorum. | -Stop, l want to exercise. |
Akşam yemeğinden önce egzersiz yapmak gibisi yoktur. | There's nothing like exercise before dinner. |
Ayrıca egzersiz yapmak için yeterince zaman yoktur. | There's... there's not enough time for exercise. |
Ben de egzersiz yapmak için atmadım. | I only kept this around to see if, as an exercise, |
- Sıkıldığımda egzersiz yaparım. | - If I get restless, I exercise. |
Daha fazla egzersiz yaparım, beslenmeme dikkat ederim-- Anne, olmaz! | You know,I'll exercise more,I'll eat better-- mother,no! |
Dışarı aşağıya inip biraz egzersiz yaparım, olur biter. | I go downstairs to the gim a little exercise. |
Evet, çok fazla egzersiz yaparım. | Well, I exercise a lot. |
Sürekli egzersiz yaparım ve 3 yıldır sigara içmiyorum. | I take plenty of exercise and I haven't smoked for 3 years. |
Biraz egzersiz yaparsın. | Get a little exercise. |
Koşarsın, zinde olursun, egzersiz yaparsın. | - On the run, very fit, exercise. |
Kim bütün gün egzersiz yapar ki? | Who exercises all day? |
Kapandıktan sonra, bir saat kadar egzersiz yaptım. Salata yedim, uykuya dalana kadar Stephan Hawking'in kitabını okudum. | After we closed, I exercised for an hour and a half, ate a salad, and read the new Stephen Hawking book until I fell asleep. |
Sabah "Hello Muddah, Hello Faddah" dinleyerek egzersiz yaptım. | I exercised this morning to "Hello Muddah, Hello Faddah." |
Sabah bir saat egzersiz yaptım, öğleden sonra bahçeyi kazdım, ve akşam bloğun sonunda oturan bir kız arkadaşı ziyaret ettim. | I exercised for an hour in the morning, poked around in the yard in the afternoon, and visited with a girlfriend down the block in the evening. |
Son günlerde ne çok egzersiz yaptım? | Have I exercised too much lately? |
Temel olarak akıllıca beslendim ve egzersiz yaptım | Basically, I just ate sensibly and exercised. |