Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Yapmak (to make) conjugation

Turkish
35 examples
This verb can also mean the following: defecate, produce, fashion, repair, act, have, have sexual intercourse, fuck, prepare, do, build, busy oneself with, fix, behave, construct, create, manufacture
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
yaparım
yaparsın
yapar
yaparız
yaparsınız
yaparlar
Past tense
yaptım
yaptın
yaptı
yaptık
yaptınız
yaptılar
Future tense
yapacağım
yapacaksın
yapacak
yapacağız
yapacaksınız
yapacaklar
Present continuous tense
yapıyorum
yapıyorsun
yapıyor
yapıyoruz
yapıyorsunuz
yapıyorlar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
yapıyordum
yapıyordun
yapıyordu
yapıyorduk
yapıyordunuz
yapıyorlardı
Present negative tense
yapmam
yapmazsın
yapmaz
yapmayız
yapmazsınız
yapmazlar
Present continuous negative tense
yapmıyorum
yapmıyorsun
yapmıyor
yapmıyoruz
yapmıyorsunuz
yapmıyorlar
Past negative tense
yapmadım
yapmadın
yapmadı
yapmadık
yapmadınız
yapmadılar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
yapmıyordum
yapmıyordun
yapmıyordu
yapmıyorduk
yapmıyordunuz
yapmıyordular
Future negative tense
yapmayacağım
yapmayacaksın
yapmayacak
yapmayacağız
yapmayacaksınız
yapmayacaklar
Present interrogative tense
yapar mıyım?
yapar mısın?
yapar mı?
yapar mıyız?
yapar mısınız?
yaparlar mı?
Present continuous interrogative tense
yapıyor muyum?
yapıyor musun?
yapıyor mu?
yapıyor muyuz?
yapıyor musunuz?
yapıyorlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
yaptım mı?
yaptın mı?
yaptı mı?
yaptık mı?
yaptınız mı?
yaptılar mı?
Past continuous interrogative tense
yapıyor muydum?
yapıyor muydun?
yapıyor muydu?
yapıyor muyduk?
yapıyor muydunuz?
yapıyorlar mıydı?
Future interrogative tense
yapacak mıyım?
yapacak mısın?
yapacak mı?
yapacak mıyız?
yapacak mısınız?
yapacaklar mı?
Present negative interrogative tense
yapmaz mıyım?
yapmaz mısın?
yapmaz mı?
yapmaz mıyız?
yapmaz mısınız?
yapmazlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
yapmıyor muyum?
yapmıyor musun?
yapmıyor mu?
yapmıyor muyuz?
yapmıyor musunuz?
yapmıyorlar mı?
Past negative interrogative tense
yapmadım mı?
yapmadın mı?
yapmadı mı?
yapmadık mı?
yapmadınız mı?
yapmadılar mı?
Past continuous negative interrogative tense
yapmıyor muydum?
yapmıyor muydun?
yapmıyor muydu?
yapmıyor muyduk?
yapmıyor muydunuz?
yapmıyorlar mıydı?
Future negative interrogative tense
yapmayacak mıyım?
yapmayacak mısın?
yapmayacak mı?
yapmayacak mıyız?
yapmayacak mısınız?
yapmayacaklar mı?

Examples of yapmak

Example in TurkishTranslation in English
! Film sektöründeki insanlar O filmleri yapmak için Ne kadar sıkı çalışıyorlar.People in show business work hard to make those movies.
" kusursuz bir vuruş yapmak istiyorum ""and I wanna make this a perfect shot."
"...kendi başımın çaresine bakmak için elimden geleni yapmak zorundaydım."I had to make do as best I could and help myself.
"...sahip, yapmak kontrat...""...master...make contract...."
"18 yaşındaki bir oğlan neden kukla yapmak istesin?""Why on earth would an 18-year-old man want to make a puppet?"
" Dans ederek seni karım yaparım "♪ I'll make you my wife dancing ♪
"Ama bunu en iyi hale getirmek zorundayım, öyleyse nasıl yaparım..."But I've got to make the best of it so how do I..."
"Aynından bir tane daha yaparım ha!"And it don't make no difference to me. l'll make another one look just like you."
"Belki yaparım" demiyorum. Bir şeyler yaparım diyorum.l don't say, "l think l can." l can make something happen.
"Ben bir saatte 100 mil rhyme yaparım ışık hızında ve gücünde, tatlının tatlısı, bir mc'nin suratını ekşitir."I rhyme a hundred miles an hour "with lightning speed and power, "sweetest of the sweet, make an mc sour.
".Tanrım,istesen çiçek çiçek yaparsın."".. Lord, you can make flowers blossom."
"Almazsın, yaparsın."'You don't take it, you make it.'
"Bir şeyin imkansız olduğunu düşünürsen, onu sen imkansız yaparsın.""If you think something is impossible, you will make it impossible."
"Hayat bacaklarını mahvettiyse bacanata yaparsın.""When life ruins your legs, you just gotta make legonade."
"Hayatımı fevkelade yaparsın""Oh, you would make my life divine
"Elması baskı yapar.""Pressure makes diamonds."
"Evet" demek herşeyi daha iyi yapar.Saying "yes" makes everything better.
"Evet, bu beni kötü adam yapar çünkü öyleyim" dediğim zamanlar oldu.It's just there was a time I would have said, "yeah, it makes me a bad guy because I was."
"Fazla güneş, çöl yapar" Araplar böyle söyler."All sunshine makes a desert," so the Arabs say.
"Korkularının üstesinden gelmek seni gerçek bir adam yapar.""Conquering your fear sometimes is what makes you a man."
" Hey, George, sana süper biftek yaptım. " - "Hey, sağol, Baba."" Hey, George, I made a nice steak for you. " - "Hey, thanks, Dad."
"...kafasını kare şeklinde yaptım."I've made his head all square.
"10 dakika kaldı" araması bile yaptım.I even made a "1 0-minutes left" call.
"2 dolarlık gelinlik ve 1 0 dolarlık yüzükle, anneni Bayan Brooks Baekeland yaptım..."I made your mummy into 'Mrs. Brooks Baekeland'...
"Aga nigi naga nigi"yi biliyorsundur ben de onu... # Ak koyun kara koyun # yaptım.You know, "Bowm chicka bowm bowm," but I made it... ♪ Brown chicken, brown cow ♪
"Ben her sahne için sana ıslık yapacağım.""I will make you whistle for every scene."
"Bir kereliğine kötülük yapayım ilerde yapacağım iyilikler bunu telafi eder.""I'll just do this one bad thing, but all the good things I'll do later will make up for it."
"Senden hiper gerçekçi bir yüz kalıbı alacağım... " ve galaksinin imparatoru yapacağım... öldürülmekten çok korkuyor, ve bir robotu var.I said, "I will take a mold of you, hyper-realistic and I will make the emperor of the galaxy he is so afraid to be killed, he have a robot.
"Sonra ben konuşmamı yapacağım..."Then I will make my remarks,
'Onu kutsal kıldım ve onu bereketli yapacağım....lhaveblessedhimandwill make him fruitful.
- Ben burada çay değil, film yapıyorum.I am making a movie, I'm not making tea.
- Hayır, durumun ne olduğunu anladım. Muhtemelen bunu değiştiremeyeceğiz. Ben de limonata yapıyorum.No, I understand that's not the point, but we're probably not gonna be able to change it, so I am making lemonade.
- Her şeyi seni korumak için yapıyorum.- Rachel... All that I am making... it is to protect you.
- Piaya yapıyorum.- I am making playa.
- Seni ünlü yapıyorum.- I am making you famous.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'make':

None found.