Yanmak (to burn) conjugation

Turkish
29 examples
This verb can also mean the following: have had it, suffer, scald, have, get it in the neck, become void, smart, feel, feel great sadness, expire, have fever

Conjugation of yanmak

Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
yanarım
I burn
yanarsın
you burn
yanar
he/she/it burns
yanarız
we burn
yanarsınız
you all burn
yanarlar
they burn
Past tense
yandım
I burned
yandın
you burned
yandı
he/she/it burned
yandık
we burned
yandınız
you all burned
yandılar
they burned
Future tense
yanacağım
I will burn
yanacaksın
you will burn
yanacak
he/she/it will burn
yanacağız
we will burn
yanacaksınız
you all will burn
yanacaklar
they will burn
Present continuous tense
yanıyorum
I am burning
yanıyorsun
you are burning
yanıyor
he/she/it is burning
yanıyoruz
we are burning
yanıyorsunuz
you all are burning
yanıyorlar
they are burning
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
yanıyordum
I was burning
yanıyordun
you were burning
yanıyordu
he/she/it was burning
yanıyorduk
we were burning
yanıyordunuz
you all were burning
yanıyorlardı
they were burning
Present negative tense
yanmam
I do not burn
yanmazsın
you do not burn
yanmaz
he/she/it do not burn
yanmayız
we do not burn
yanmazsınız
you all do not burn
yanmazlar
they do not burn
Present continuous negative tense
yanmıyorum
I am not burning
yanmıyorsun
you are not burning
yanmıyor
he/she/it is not burning
yanmıyoruz
we are not burning
yanmıyorsunuz
you all are not burning
yanmıyorlar
they are not burning
Past negative tense
yanmadım
I did not burn
yanmadın
you did not burn
yanmadı
he/she/it did not burn
yanmadık
we did not burn
yanmadınız
you all did not burn
yanmadılar
they did not burn
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
yanmıyordum
I was not burning
yanmıyordun
you were not burning
yanmıyordu
he/she/it was not burning
yanmıyorduk
we were not burning
yanmıyordunuz
you all were not burning
yanmıyordular
they were not burning
Future negative tense
yanmayacağım
I will not burn
yanmayacaksın
you will not burn
yanmayacak
he/she/it will not burn
yanmayacağız
we will not burn
yanmayacaksınız
you all will not burn
yanmayacaklar
they will not burn
Present interrogative tense
yanar mıyım?
do I burn?
yanar mısın?
do you burn?
yanar mı?
does he/she burn?
yanar mıyız?
do we burn?
yanar mısınız?
do you all burn?
yanarlar mı?
do they burn?
Present continuous interrogative tense
yanıyor muyum?
am I burning?
yanıyor musun?
are you burning?
yanıyor mu?
is he/she burning?
yanıyor muyuz?
are we burning?
yanıyor musunuz?
are you all burning?
yanıyorlar mı?
are they burning?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
yandım mı?
did I burn?
yandın mı?
did you burn?
yandı mı?
did he/she burn?
yandık mı?
did we burn?
yandınız mı?
did you all burn?
yandılar mı?
did they burn?
Past continuous interrogative tense
yanıyor muydum?
was I burning?
yanıyor muydun?
were you burning?
yanıyor muydu?
was he/she burning?
yanıyor muyduk?
were we burning?
yanıyor muydunuz?
were you all burning?
yanıyorlar mıydı?
were they burning?
Future interrogative tense
yanacak mıyım?
will I burn?
yanacak mısın?
will you burn?
yanacak mı?
will he/she burn?
yanacak mıyız?
will we burn?
yanacak mısınız?
will you all burn?
yanacaklar mı?
will they burn?
Present negative interrogative tense
yanmaz mıyım?
do I not burn?
yanmaz mısın?
do you not burn?
yanmaz mı?
does he/she not burn?
yanmaz mıyız?
do we not burn?
yanmaz mısınız?
do you all not burn?
yanmazlar mı?
do they not burn?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
yanmıyor muyum?
am I not burning?
yanmıyor musun?
are you not burning?
yanmıyor mu?
is he/she not burning?
yanmıyor muyuz?
are we not burning?
yanmıyor musunuz?
are you all not burning?
yanmıyorlar mı?
are they not burning?
Past negative interrogative tense
yanmadım mı?
did I not burn?
yanmadın mı?
did you not burn?
yanmadı mı?
did he/she not burn?
yanmadık mı?
did we not burn?
yanmadınız mı?
did you all not burn?
yanmadılar mı?
did they not burn?
Past continuous negative interrogative tense
yanmıyor muydum?
was I not burning?
yanmıyor muydun?
were you not burning?
yanmıyor muydu?
was he/she not burning?
yanmıyor muyduk?
were we not burning?
yanmıyor muydunuz?
were you all not burning?
yanmıyorlar mıydı?
were they not burning?
Future negative interrogative tense
yanmayacak mıyım?
will I not burn?
yanmayacak mısın?
will you not burn?
yanmayacak mı?
will he/she not burn?
yanmayacak mıyız?
will we not burn?
yanmayacak mısınız?
will you all not burn?
yanmayacaklar mı?
will they not burn?

Examples of yanmak

Example in TurkishTranslation in English
"Alev alev yanmak... ""I want to burn up."
# Parlayana kadar yanmak zorundasın## You've got to burn to shine #
- Ben yanmak istiyorum.- I want to burn.
- Etim yanmak üzere.- My meat's burning.
- Lütfen, yanmak istemiyorum!- Please, I don't wanna burn!
# Senin için yanarım #♪ I will burn for you ♪
- Ben çabuk yanarım.I burn easily.
-Sürmezsen yanarım.If you don't, I'll burn.
-Önemli değil, ben hiç yanmam. -Ben yanarım.That's okay, I never burn.
Ama yanarım.- But I'll burn.
- Ama yine de, kibritle oynarsan yanarsın.- But still, you play with matches, you get burned.
- Cehennemde yanarsın William.You'd burn for it, William.
- Umarım cehennemde yanarsın.I hope you burn in hell.
Ama yanarsın!You'll burn up.
Ateşle oynarsan sonunda yanarsın.When you play with fire, you get burned.
"Her gece fener yanar."The lantern burns every night.
"Her gece yanar, ama ben çoktan unutuldum."It burns every night, but I've been long forgotten.
"Hergün yanar, her an yanar...""It burns daily, it burns every moment..."
"Odun yanar çünkü buna elverişlidir bir adam ünlenir çünkü hamurunda bu vardır.""Wood burns because it has the proper stuff in it; "and a man becomes famous because he has the proper stuff in him."
"İnşaallah, kalbin de bu ateş gibi.. Allah'ın aşkı ile yanar.""From the hot fire of being apart comes the flame that burns the heart."
"Yokluğunda, yandım tutuştum""while here, l burned"
# Sen ağladın canım ben ise yandımYou cried dear and I burned
Acil iniş sırasında ölüp tamamen yandım.Dead as in crash-landing- burned-to-a-crisp-dead.
Afganistan güneşiyle o kadar kötü yandım ki hastaneye kaldırıldım.You know, I got sunburned so badly in Afghanistan that I had to be hospitalized.
Ah, kesinlikle kızlar erkeklere karşı, çünkü geçen sene Dan'in zayıf pası yüzünden yandım.Oh, definitely girls against the boys because last year, i got burned by dan's weak forward pass.
Ateşten yanıyorum.I am burning up with fever.
Ben aşkımdan yanıyorum ama sen beni başından savıyorsun.I am burning with love and you evade me.
Ben güneş gibi yanıyorum.l am burning like the sun.
Yanıyorum abi! Vallahi yanıyorum ya!I am burning.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'burn':

None found.
Learning languages?