Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Kopmak (to break) conjugation

Turkish
15 examples
This verb can also mean the following: snap in two, move away, occur, begin, fracture, leave, fall off, appear
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
koparım
koparsın
kopar
koparız
koparsınız
koparlar
Past tense
koptum
koptun
koptu
koptuk
koptunuz
koptular
Future tense
kopacağım
kopacaksın
kopacak
kopacağız
kopacaksınız
kopacaklar
Present continuous tense
kopuyorum
kopuyorsun
kopuyor
kopuyoruz
kopuyorsunuz
kopuyorlar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
kopuyordum
kopuyordun
kopuyordu
kopuyorduk
kopuyordunuz
kopuyorlardı
Present negative tense
kopmam
kopmazsın
kopmaz
kopmayız
kopmazsınız
kopmazlar
Present continuous negative tense
kopmuyorum
kopmuyorsun
kopmuyor
kopmuyoruz
kopmuyorsunuz
kopmuyorlar
Past negative tense
kopmadım
kopmadın
kopmadı
kopmadık
kopmadınız
kopmadılar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
kopmuyordum
kopmuyordun
kopmuyordu
kopmuyorduk
kopmuyordunuz
kopmuyordular
Future negative tense
kopmayacağım
kopmayacaksın
kopmayacak
kopmayacağız
kopmayacaksınız
kopmayacaklar
Present interrogative tense
kopar mıyım?
kopar mısın?
kopar mı?
kopar mıyız?
kopar mısınız?
koparlar mı?
Present continuous interrogative tense
kopuyor muyum?
kopuyor musun?
kopuyor mu?
kopuyor muyuz?
kopuyor musunuz?
kopuyorlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
koptum mu?
koptun mu?
koptu mu?
koptuk mu?
koptunuz mu?
koptular mu?
Past continuous interrogative tense
kopuyor muydum?
kopuyor muydun?
kopuyor muydu?
kopuyor muyduk?
kopuyor muydunuz?
kopuyorlar mıydı?
Future interrogative tense
kopacak mıyım?
kopacak mısın?
kopacak mı?
kopacak mıyız?
kopacak mısınız?
kopacaklar mı?
Present negative interrogative tense
kopmaz mıyım?
kopmaz mısın?
kopmaz mı?
kopmaz mıyız?
kopmaz mısınız?
kopmazlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
kopmuyor muyum?
kopmuyor musun?
kopmuyor mu?
kopmuyor muyuz?
kopmuyor musunuz?
kopmuyorlar mı?
Past negative interrogative tense
kopmadım mı?
kopmadın mı?
kopmadı mı?
kopmadık mı?
kopmadınız mı?
kopmadılar mı?
Past continuous negative interrogative tense
kopmuyor muydum?
kopmuyor muydun?
kopmuyor muydu?
kopmuyor muyduk?
kopmuyor muydunuz?
kopmuyorlar mıydı?
Future negative interrogative tense
kopmayacak mıyım?
kopmayacak mısın?
kopmayacak mı?
kopmayacak mıyız?
kopmayacak mısınız?
kopmayacaklar mı?

Examples of kopmak

Example in TurkishTranslation in English
Ama kopmak üzere.But it's about to break.
Ayaklarım kopmak üzereydi.My feet could use a break.
Bir tarafta iyilik öbür yanda kötülük ve bunlar bir şekilde savaş halinde ve bilirsiniz bir yerde bir şeyler patlak vermek kopmak durumunda kalır. Kadının kötülüğü, adamın iyiliğinden fazlaydı, sanırım ve adam da patladı.So you got this sweetness and you got this evil, and they're kinda battlin' each other... and you know that something at some point's gotta give, something's gotta break and she was justs more evil than he was nice, I guess,
Bunun için tamamen kopmak istedin, değil mi?That's why you wanted a clean break, right?
Buraya istediğin zaman kafanı dağıtmak için Evelyn'la biraz ara vermek için veya grinin 91,5 gölgesinden kopmak için gelebilirsin.Hey, you're welcome to crash here any time you need a break from Evelyn and... 91-and-a-half shades of gray.
Ama beni itip durursan sonunda koparım!But if you keep pushing me, then I will break!
Bir tane daha eklenirse olay aynen gazetelere düşer ve kıyamet kopar.One more,and this jumps to the papers and all hell breaks loose.
Kıyamet kopar.All hell breaks loose.
Meraktan bir süre değişebilir ama herkes Sylar'ı ele alır ve sonra dirgenler ortaya çıkar ve kızılca kıyamet kopar.There might be curiosity for a while, but all it takes is one Sylar, and then the pitchforks come out, and all hell breaks loose.
Mücevheri güvenli bir şekilde yatak odasından dışarı çıkarmanız için beş dakikanız var. Yoksa kıyamet kopar.You'll have five minutes tops to get the gem out of the safe in the bedroom and back here before all hell breaks loose.
Onu sarhoş halde bulur. Kıyamet kopar.Finds him drunk, all hell breaks loose.
"Bilmiyorum hangi güçle aldım kendimi gözlerinden, koptum kollarından...""I don't know with what strength i freed myself from her eyes, "I broke away from her arms
Babamla tamamen koptum, Catherine.I have broken with my father, Catherine.
Ben koptum.I broke.
Yani, bir soytarı ve bir alay korkak yüzünden kelimenin tam anlamıyla mahvolsun diye mi en sonunda topluluktan koptum ve gerçekten Broadway'de gösterilecek bir şovda rol aldığımı söylüyorsun bana?So you're telling me I finally broke out of the ensemble to get a role in a show that's actually going to Broadway, only to have it ruined by a literal clown and a bunch of cowards?

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'break':

None found.