Yağmak (to rain) conjugation

Turkish
12 examples
This verb can also mean the following: shower, fall abundantly

Conjugation of eiti

Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
yağarım
I rain
yağarsın
you rain
yağar
he/she/it rains
yağarız
we rain
yağarsınız
you all rain
yağarlar
they rain
Future tense
yağacağım
I will rain
yağacaksın
you will rain
yağacak
he/she/it will rain
yağacağız
we will rain
yağacaksınız
you all will rain
yağacaklar
they will rain
Present continuous tense
yağıyorum
I am raining
yağıyorsun
you are raining
yağıyor
he/she/it is raining
yağıyoruz
we are raining
yağıyorsunuz
you all are raining
yağıyorlar
they are raining
Past tense
yağdım
I rained
yağdın
you rained
yağdı
he/she/it rained
yağdık
we rained
yağdınız
you all rained
yağdılar
they rained
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
yağıyordum
I was raining
yağıyordun
you were raining
yağıyordu
he/she/it was raining
yağıyorduk
we were raining
yağıyordunuz
you all were raining
yağıyorlardı
they were raining
Present negative tense
yağmam
I do not rain
yağmazsın
you do not rain
yağmaz
he/she/it do not rain
yağmayız
we do not rain
yağmazsınız
you all do not rain
yağmazlar
they do not rain
Present continuous negative tense
yağmıyorum
I am not raining
yağmıyorsun
you are not raining
yağmıyor
he/she/it is not raining
yağmıyoruz
we are not raining
yağmıyorsunuz
you all are not raining
yağmıyorlar
they are not raining
Past negative tense
yağmadım
I did not rain
yağmadın
you did not rain
yağmadı
he/she/it did not rain
yağmadık
we did not rain
yağmadınız
you all did not rain
yağmadılar
they did not rain
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
yağmıyordum
I was not raining
yağmıyordun
you were not raining
yağmıyordu
he/she/it was not raining
yağmıyorduk
we were not raining
yağmıyordunuz
you all were not raining
yağmıyordular
they were not raining
Future negative tense
yağmayacağım
I will not rain
yağmayacaksın
you will not rain
yağmayacak
he/she/it will not rain
yağmayacağız
we will not rain
yağmayacaksınız
you all will not rain
yağmayacaklar
they will not rain
Present interrogative tense
yağar mıyım?
do I rain?
yağar mısın?
do you rain?
yağar mı?
does he/she rain?
yağar mıyız?
do we rain?
yağar mısınız?
do you all rain?
yağarlar mı?
do they rain?
Present continuous interrogative tense
yağıyor muyum?
am I raining?
yağıyor musun?
are you raining?
yağıyor mu?
is he/she raining?
yağıyor muyuz?
are we raining?
yağıyor musunuz?
are you all raining?
yağıyorlar mı?
are they raining?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
yağdım mı?
did I rain?
yağdın mı?
did you rain?
yağdı mı?
did he/she rain?
yağdık mı?
did we rain?
yağdınız mı?
did you all rain?
yağdılar mı?
did they rain?
Past continuous interrogative tense
yağıyor muydum?
was I raining?
yağıyor muydun?
were you raining?
yağıyor muydu?
was he/she raining?
yağıyor muyduk?
were we raining?
yağıyor muydunuz?
were you all raining?
yağıyorlar mıydı?
were they raining?
Future interrogative tense
yağacak mıyım?
will I rain?
yağacak mısın?
will you rain?
yağacak mı?
will he/she rain?
yağacak mıyız?
will we rain?
yağacak mısınız?
will you all rain?
yağacaklar mı?
will they rain?
Present negative interrogative tense
yağmaz mıyım?
do I not rain?
yağmaz mısın?
do you not rain?
yağmaz mı?
does he/she not rain?
yağmaz mıyız?
do we not rain?
yağmaz mısınız?
do you all not rain?
yağmazlar mı?
do they not rain?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
yağmıyor muyum?
am I not raining?
yağmıyor musun?
are you not raining?
yağmıyor mu?
is he/she not raining?
yağmıyor muyuz?
are we not raining?
yağmıyor musunuz?
are you all not raining?
yağmıyorlar mı?
are they not raining?
Past negative interrogative tense
yağmadım mı?
did I not rain?
yağmadın mı?
did you not rain?
yağmadı mı?
did he/she not rain?
yağmadık mı?
did we not rain?
yağmadınız mı?
did you all not rain?
yağmadılar mı?
did they not rain?
Past continuous negative interrogative tense
yağmıyor muydum?
was I not raining?
yağmıyor muydun?
were you not raining?
yağmıyor muydu?
was he/she not raining?
yağmıyor muyduk?
were we not raining?
yağmıyor muydunuz?
were you all not raining?
yağmıyorlar mıydı?
were they not raining?
Future negative interrogative tense
yağmayacak mıyım?
will I not rain?
yağmayacak mısın?
will you not rain?
yağmayacak mı?
will he/she not rain?
yağmayacak mıyız?
will we not rain?
yağmayacak mısınız?
will you all not rain?
yağmayacaklar mı?
will they not rain?

Examples of yağmak

Example in TurkishTranslation in English
- Acele et yağmur yağmak üzere.-Hurry up, it's about to rain.
Acele et, yağmur yağmak üzere.Hurry up, it's gonna rain.
Biliyorum canım ama yağmur yağmak üzere ve frenleri tamir ettirmem lazım, ayrıca hayat sigortası çekini acenteye teslim etmeliyim.I know, sweetie, but it's about to start raining, and I need to fix the brakes and I have to drop off the life insurance check.
Burası çorak bir arazi. Ürünler kuruyor ve yağmur yağmak bilmiyor.It's a hard place - crops that fail and rains that never come.
Daha dün bana yağmur yağmak üzere dedi çünkü kıçında hissedebiliyormuş.Just yesterday, she told me it was about to rain 'cause she could feel it in her hip.
İkimizden biri ölene kadar Üzerine ölüm olur yağarım.I will rain hell down upon you until one of us is dead.
- Brittany'de sürekli yağmur yağar.-It always rains in Brittany.
- Paris'te yağmur yağar mon cherie.It rains in Paris, ma cherie. But only in the spring.
- Yağmur yağınca, şakır şakır yağar.When it rains, it pours, Don Gregorio.
- Yılın dokuz ayı yağmur yağar orada.It rains nine months of the year in Seattle.
- Üzerine yağmur yağar.It rains on it.
# Üzerine yağacağım. #I will rain on you

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'rain':

None found.
Learning languages?