Sana defalarca söylediğim gibi, bozulmasını istemiyorsan boyun eğmek zorundasın. | As I've told you many times, if you don't want it to break... Look. You have to lean it against another one. |
"İnsan kimyasını anlayın eğer olası müşteriler sizden önce güvenmeye başlarlarsa ...bu onların ilgilendiği anlamına gelir." | "Learn the grammar of the human body if the prospect buyer who's before you leans forward it means he's interested." |
- Elbette. Düşündüm de: eğer o adam Bin Dokuz Yüz ise, | I thought : "If he's Nineteen Hundred how could he know New Orleans ?" |
-...eğer temizlerse. | -...who cleans up. |
Ailem çok uzun zamandan beri New Orleans'da Cami, hatta senin ailenden bile uzun süredir. ...bu süre zarfında öğrendik ki eğer hiç arkadaşın yoksa burası yaşamını sürdürebilmek adına hiç de uygun bir yer değil. | My family has been in New Orleans for a long time, Cami, even longer than yours, and we've learned it's a very hard city to get by in if you don't have any friends. |
Ama daha sonra seksi hemşirenin odasında uyandığında, ve burnuna bandaj sarmak için eğildiğinde, eğer yüzünü göğüslerine daldırabilme şansını yakalarsan, bişeyler olabileceği hissine kapılırsın. | But then you wake up in the hot nurse's office, and when she leans in to put that bandage on your nose, you get a sense something could happen if you took a chance and buried your face in her knockers. |