- Kurtuluşumuz için dua etmesi için rahibe talimat vermek zorundayız! | We must instruct the priest to pray for our deliverance! |
Konvoy mülteci kampına henüz vardı. Ve ben onlara talimat vermek zorundayım. | convoy just arrived refugee camp and I have to ... instruct. |
Yardımcı olması için talimat veririm. | I'll instruct her to be cooperative. |
Ajanlarıma ikinci kez kontrol etmeleri için talimat verdim. | I've instructed my agents to double-check. |
FBI başkanı Foster'a konuya ilişkin bağımsız bir soruşturma yürütmesi için talimat verdim. | I have instructed F.B.I. Director Foster to lead an independent investigation into the matter. |
Muhafızlarıma araştırmaları için talimat verdim. | l've instructed my guards to make inquiries. |
Oda senin için hazırlansın diye kahyaya talimat verdim. | I've instructed the housekeeper to prepare it for you. |
Onun hareketlerini izlemeniz için hepinize talimat verdim. | I instructed all of you to watch his every move. |
Size daha fazla para yollaması için talimat vereceğim. | Let him know where you are. I will instruct him to send you more money. |