Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Vermek (to give) conjugation

Turkish
20 examples
This verb can also mean the following: put out, consent for sex, consent
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
veririm
verirsin
verir
veririz
verirsiniz
verirler
Past tense
verdim
verdin
verdi
verdik
verdiniz
verdiler
Future tense
vereceğim
vereceksin
verecek
vereceğiz
vereceksiniz
verecekler
Present continuous tense
veriyorum
veriyorsun
veriyor
veriyoruz
veriyorsunuz
veriyorlar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
veriyordum
veriyordun
veriyordu
veriyorduk
veriyordunuz
veriyorlardı
Present negative tense
vermem
vermezsin
vermez
vermeyiz
vermezsiniz
vermezler
Present continuous negative tense
vermiyorum
vermiyorsun
vermiyor
vermiyoruz
vermiyorsunuz
vermiyorlar
Past negative tense
vermedim
vermedin
vermedi
vermedik
vermediniz
vermediler
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
vermiyordum
vermiyordun
vermiyordu
vermiyorduk
vermiyordunuz
vermiyordular
Future negative tense
vermeyeceğim
vermeyeceksin
vermeyecek
vermeyeceğiz
vermeyeceksiniz
vermeyecekler
Present interrogative tense
verir miyim?
verir misin?
verir mi?
verir miyiz?
verir misiniz?
verirler mi?
Present continuous interrogative tense
veriyor muyum?
veriyor musun?
veriyor mu?
veriyor muyuz?
veriyor musunuz?
veriyorlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
verdim mi?
verdin mi?
verdi mi?
verdik mi?
verdiniz mi?
verdiler mi?
Past continuous interrogative tense
veriyor muydum?
veriyor muydun?
veriyor muydu?
veriyor muyduk?
veriyor muydunuz?
veriyorlar mıydı?
Future interrogative tense
verecek miyim?
verecek misin?
verecek mi?
verecek miyiz?
verecek misiniz?
verecekler mi?
Present negative interrogative tense
vermez miyim?
vermez misin?
vermez mi?
vermez miyiz?
vermez misiniz?
vermezler mi?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
vermiyor muyum?
vermiyor musun?
vermiyor mu?
vermiyor muyuz?
vermiyor musunuz?
vermiyorlar mı?
Past negative interrogative tense
vermedim mi?
vermedin mi?
vermedi mi?
vermedik mi?
vermediniz mi?
vermediler mi?
Past continuous negative interrogative tense
vermiyor muydum?
vermiyor muydun?
vermiyor muydu?
vermiyor muyduk?
vermiyor muydunuz?
vermiyorlar mıydı?
Future negative interrogative tense
vermeyecek miyim?
vermeyecek misin?
vermeyecek mi?
vermeyecek miyiz?
vermeyecek misiniz?
vermeyecekler mi?

Examples of vermek

Example in TurkishTranslation in English
" Hiç beklemediğiniz bir zamanda, hakettiğinizi vermek için orada olacağım ""When you least expect it, I'll be there "to give you what's yours.
"Ama sana bir şans vermek istedim biliyorsun."But I wanted to give you a chance, you know?
"Ama sana bunu vermek istemiyorum.""but I don't want to give you that. "
"Bana, gerçekleri vermek ve sana hukuk verecektir. ""Give me the facts, and I will give you the law."
"Ben sana kalbimi vermek istiyorum.""l want to give you my heart."
" Alo ben Antoine, postayı verdim adama !" Hello , it's Antoine, I gave the file to the responsable of the mail room " !
"...sana çok para verdim.- and gave you too much money." - Oh.
"Adresini Peder Liam'a verdim. Umarım kızmazsın.I gave your address to Father Liam, and I hope you don't mind.
"Ben size bir iş verdim, Bay Reese."I gave you a job, Mr. Reese.
"En iyi pozları kızıma verdim..." "...sana çirkin ve korkunç olanlar kaldı, kusura bakma."I gave all the best ones to my daughter, so you're left with the ugly ones and the scary ones.
"Ağır yükle yüklenmiş hepiniz bana gelin size huzur vereceğim. ", dedi Efendi.Come to me, all you who are wear and burdened, I will give you rest, said the Lord.
"Bağlantı kurmaları için emir vereceğim.""I will give orders to have it set up."
"Bu emri vereceğim.""I will give the order."
"Bu nedenle, belirlenmiş saatte filoya bir sinyal vereceğim.""Therefore, at the appointed hour... "l will give a signal to the fleet.
"Eğer bebeğimi ölümden kurtarabileceksem elbette, gözlerimi sana vereceğim."If I can only save my baby from death... Of course I will give you my eyes.
- Sana bir emir veriyorum.- I am giving you an order.
- Sana da bir bölüm veriyorum.- I am giving you a section.
- Sana ültimatom veriyorum. - Ültimatom mu?I am giving you an ultimatum.
- Ve biliyorsun sana son bir şans daha veriyorum anladın mı?You know. Man... I am giving you one more chance, get it?
-Evet, veriyorum.- Yes, I am giving. Hold on.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Random

üzerine çökmek
sweep over
vaaz vermek
preach
vahyolunmak
do
varaklanmak
do
vasıflanmak
skill to
verdirtmek
find somebody who finds somebody to give
veriştirmek
do
verniklemek
varnish
viranlaşmak
do
yabancı gibi durmak
do

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'give':

None found.