Hızlıca durulamak için birazcık su yeter. | Just a little bit of water just to give them a quick rinse. |
Sonra sabunlu su, sonra durulamak için tekrar su. | And then the suds and then the water again, um, to like... rinse it. |
Sonraki yapacağımız şey biraz durulamak. | Next thing we're gonna do is just give it a quick rinse. |
Yüzeyini durulamak istiyorum. | Come with me. I'm gonna rinse it off. |
Endüstriyel temizleyici katılmış suyla durularsın, sonra ısıtarak sıvıdan kurtulursun. | You rinse it in a mix of water and industrial cleaner, then you heat it up to burn off the liquid. |
Cathy, bluzunu duruladım. | Cathy, I rinsed out your blouse. |
Döndüğümde senin kirli donlarının bir kısmını duruladım... ki saat 4:00 olmuştu, senin planlanmış dönüş saatin! | When I returned, I rinsed a selection of your soiled underclothes... by which time it am 4:00, the hour of your scheduled return. |
Onu duruladım ve biraz daha dans ettim. | I rinsed it, danced more. |
Tuvalette pantolonumu duruladım, ellerimi yıkadım ve çıktım. | I rinsed the pans in the washroom, cleaned my hands and left. |
İçeri girdim ve gözlerindeki sabunu duruladım. | I went in and rinsed the soap out of her eyes. |