Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Ama taraf tutmak zorunda değilsin Ian. | But you don't have to take sides, lan. |
Arkadaşlar ayrılınca çok zor oluyor, taraf tutmak zorundasın. | It's tough when friends break up, and you have to take sides. |
Ben burda yargılamak yada taraf tutmak için bulunmuyorum. | I'm not here to judge or to take sides. |
Ben taraf tutmak istemiyorum. | I don't want to take sides. |
Evet, evet. Ama bilirsin, taraf tutmak istemiyorum. | Yeah, yeah, you know, I don't want to take sides. |
Hayır, ben taraf tutarım. | I don't. I take sides. |
Language | Verb(s) | Language | Verb(s) |
---|---|---|---|
Indonesian | memihak |