Her zaman yaptığı ilk şeyse bir şeyde kusur bulmak olurdu. | And the first thing he'd always do am find fault in something. |
Kız kardeşinde kusur bulmak bir ağabeyin işi değil midir? | Is it not a brother's job to find fault with his sister? |
Eğer çok fazla düşünürsen, her yerde bir kusur bulursun. | If you think too much, you find fault everywhere. |
Gidip George Clooney'i getirsem onda da bir kusur bulursun. | I could walk George Clooney in here and you'd find fault with him. |
Her zaman bende bir kusur bulur. | She always finds fault with me. |