Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
"Umarım ona bir şey olmaz." demek gerçekte, "Tanrım ne çekici, onun öpücükleriyle boğulmak isterdim." anlamında. | I'd love to smother him with kisses." |
Bu içi güzel anılarla doldurulmuş el yapımı bir yastıkla boğulmak gibi bir şey. | It's like being smothered with a hand-quilted pillow filled with cherished memories. |
Havasız kalıp boğulmak istemezsin. | Wouldn't want you to feel "smothered." |
İstediğin bu mu yani? Merhamet ve kederle boğulmak mı? | Is that what you want, to be smothered by pity and grief? |
Language | Verb(s) | Language | Verb(s) |
---|---|---|---|
Dutch | versmoren | English | smother |
Finnish | tukahduttaa | Greek | πνίγω |
Icelandic | kæfa | Indonesian | mencekik |
Macedonian | задуши,угуши | Polish | przytłamsić, tłamsić, wydławić |
Romanian | înăbuși | Russian | душить, задушить |