'Bizi indirmeli miyim yoksa zıplamak zorunda mıyım? | 'May I land us, or do I have to go through a bouncer? |
Dans mı zıplamak mı? | Dance or bounce? |
Çifte zıplamak yok. | No double bounces. |
Ama yalnız zıplarım. | But I bounce it alone. |
Ben Susan! Hoplayan mutlu cin! Hoplar, hoplarım Zıplar, zıplarım. | * I'm Susan, the happy, trotting elf * * i trot and trot and bounce and bounce * * and smile a lot, and that's what counts * |
Oh, ben zıplarım. | Oh, I bounce. |
Ama ayağını çekince, bir metre havaya zıplar ve 2000'e yakın şarapnel parçası saçarak patlar, 45 buçuk metre içindeki herşeyi paramparça eder... | But when the enemy steps off it, it bounces up and explodes about three feet off the ground spraying out 2,000 lead bearings that destroy everything in a radius of 50 yards. |
Herkes zıplar. | Everybody bounces. |
Sonra duvardan geri zıplar, sen elinin tersiyle vurursun. | It bounces off the wall, you back-hand it. |
Ben de kaportaya oturdum ve zıpladım. | So, l sat on the hood and l bounced. |
Pekala, ben de zamanda zıpladım. Doktoru bulabilecek en iyi yer 21. yüzyıldır diye düşündüm. | All right, so I bounced, I thought, 21st century, best place to find the Doctor. |
Sanırım biraz fazla zıpladım. | It may be possible I over-bounced. |