"İçinizden hiç o makası boynuna saplamak geçmedi mi?" | 'Weren't you ever tempted to stick the scissors in his neck? |
- Ben sana bir şey saplamak istemiyorum. | - I... Don't wanna stick you with anything. |
Ben sadece mecbur kalmadıkça sana iğneler saplamak istemiyorum. | I don't want to stick you with needles if I don't have to. |
Beni eve götürüp, mum yakıp, üstüme iğne saplamak istiyormuş! | Wanted to take me to his house and stick pins in me. |
Benim tek yaptığım, sana bir şey saplamak oldu. | All I did am stick something in you. |
- Eğer bu konuda birine bir şey söylersen, bir gece seni yatağında uyandırıp karnına bir bıçak saplarım. | "if you tell anybody about this, "I will wake you in your bed one night and stick a knife into your belly." |
- Gözüme çatal saplarım daha iyi! | I'd as lief stick a fork in my eye! |
- Yaklaşma yoksa saplarım! | - I'll stick this in you! |
Bir daha bana öyle dokunursan suratına bıçağı saplarım. | If you ever grab me like that again, I will stick a knife in your face. |
Bir daha küçük kızlara yanaşmak yok, yoksa geri döner ve onu kalbine saplarım. | No more little girls, or I'll be back, and I'll stick that in your heart. |
Bıçağı karnına saplarsın ve açarsın. | You stick a knife in its belly and zip. |
Gece olduğunda çıkmak istediğin kızın evinin önüne saplarsın ve kız da senden hoşlanıyorsa mızrağı yerden çıkarır. | Then at night, you stick that into the house of the girl you want to date, and... If it's the spear of the boy she likes, she pulls it in. |
Sana dedim aşağı bastır ortasından, yoksa kendine saplarsın. | I told you to press down on the shank, and then you won't stick yourself. |
Saçını topuz yapıp, bunu da dağılmasın diye topuza saplarsın. | Where you twist it in a bun and stick this through to hold it in place. |
Sonra da vudu bebeğine bir kaç iğne saplar. | Then she sticks a pin in a voodoo doll. |