| - Belki de biyolojik, ama bu yaşlarda başlar. Soru sorup hayatını yeniden değerlendirmek. | Maybe it's biologic, but at my age, you begin to, uh, question things, reevaluate your life. |
| - Beni rahatlatmaya çalışacak sözler söylemeye çalışma çünkü az önce söylediğin onca şeyden sonra herşeyi yeniden değerlendirmek zorunda kalacağım. | - Don't tell me that you were trying to make me feel better about that, too, because then I'll have to reevaluate everything you've ever said to me. |
| - Efendim, bölmeyi hiç istemezdim fakat çalışanlarımızdan bir tanesi değerlendirmek için yetkinizi almak istiyorum. | - Sir, I hate to interrupt, but I'd like to evaluate one of our employees and act with authority. |
| - O yaratıcısını değerlendirmek üzere. | - lt is about to re-evaluate its creator. |
| Belki de siz soruları sorarken ben bilimsel yanlarını değerlendiririm. | Maybe I'll just evaluate the tech side while you ask the questions. |
| Gözlem süresi sonunda, durumu yeniden değerlendiririm. | At the end of that time, I'll evaluate her situation. |
| Hayır, gerçekten, ben değerlendiririm. | No, not really, I evaluate. |
| Ancak sen beni değerlendirirsin, ben de seni. | I should evaluate you, you should evaluate me. |
| Algoritma her tohumun tehdit potansiyelini değerlendirir. | The algorithm evaluates the threat potential of each seed. |
| Herkes birbirini maddesel varlıkların birikiminin yanında yanlarındaki çıktıklarının/eşlerinin çekiciliğiyle değerlendirir. | Everybody evaluates each others lot in life, generally by virtue of a combination of material worth and the attractiveness of ones date, spouse, life-partner. |
| O sadece insanların tepesinde durur ve onları değerlendirir. | She sort of stands above people and evaluates them. |
| Oğlun hakkında bilgini değerlendirir ve nasıl bir baba olduğuna puan verir. | It evaluates your knowledge of your son and rates you as a father. |
| Gerekenleri değerlendirdim ve değerlendirmeleri Fury'ye verdim. O da sana ekibin için parametreleri verdi. | I evaluated what am needed, and I gave the assessment to Fury, and he gave you the parameters for your unit. |
| Oğlunu ben değerlendirdim. | I evaluated his son. |
