Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Savaşmak (to battle) conjugation

Turkish
23 examples
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
savaşırım
savaşırsın
savaşır
savaşırız
savaşırsınız
savaşırlar
Past tense
savaştım
savaştın
savaştı
savaştık
savaştınız
savaştılar
Future tense
savaşacağım
savaşacaksın
savaşacak
savaşacağız
savaşacaksınız
savaşacaklar
Present continuous tense
savaşıyorum
savaşıyorsun
savaşıyor
savaşıyoruz
savaşıyorsunuz
savaşıyorlar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
savaşıyordum
savaşıyordun
savaşıyordu
savaşıyorduk
savaşıyordunuz
savaşıyorlardı
Present negative tense
savaşmam
savaşmazsın
savaşmaz
savaşmayız
savaşmazsınız
savaşmazlar
Present continuous negative tense
savaşmıyorum
savaşmıyorsun
savaşmıyor
savaşmıyoruz
savaşmıyorsunuz
savaşmıyorlar
Past negative tense
savaşmadım
savaşmadın
savaşmadı
savaşmadık
savaşmadınız
savaşmadılar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
savaşmıyordum
savaşmıyordun
savaşmıyordu
savaşmıyorduk
savaşmıyordunuz
savaşmıyordular
Future negative tense
savaşmayacağım
savaşmayacaksın
savaşmayacak
savaşmayacağız
savaşmayacaksınız
savaşmayacaklar
Present interrogative tense
savaşır mıyım?
savaşır mısın?
savaşır mı?
savaşır mıyız?
savaşır mısınız?
savaşırlar mı?
Present continuous interrogative tense
savaşıyor muyum?
savaşıyor musun?
savaşıyor mu?
savaşıyor muyuz?
savaşıyor musunuz?
savaşıyorlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
savaştım mı?
savaştın mı?
savaştı mı?
savaştık mı?
savaştınız mı?
savaştılar mı?
Past continuous interrogative tense
savaşıyor muydum?
savaşıyor muydun?
savaşıyor muydu?
savaşıyor muyduk?
savaşıyor muydunuz?
savaşıyorlar mıydı?
Future interrogative tense
savaşacak mıyım?
savaşacak mısın?
savaşacak mı?
savaşacak mıyız?
savaşacak mısınız?
savaşacaklar mı?
Present negative interrogative tense
savaşmaz mıyım?
savaşmaz mısın?
savaşmaz mı?
savaşmaz mıyız?
savaşmaz mısınız?
savaşmazlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
savaşmıyor muyum?
savaşmıyor musun?
savaşmıyor mu?
savaşmıyor muyuz?
savaşmıyor musunuz?
savaşmıyorlar mı?
Past negative interrogative tense
savaşmadım mı?
savaşmadın mı?
savaşmadı mı?
savaşmadık mı?
savaşmadınız mı?
savaşmadılar mı?
Past continuous negative interrogative tense
savaşmıyor muydum?
savaşmıyor muydun?
savaşmıyor muydu?
savaşmıyor muyduk?
savaşmıyor muydunuz?
savaşmıyorlar mıydı?
Future negative interrogative tense
savaşmayacak mıyım?
savaşmayacak mısın?
savaşmayacak mı?
savaşmayacak mıyız?
savaşmayacak mısınız?
savaşmayacaklar mı?

Examples of savaşmak

Example in TurkishTranslation in English
- Birbiriyle savaşmak için bir sürü insanın bilgisayarlarıyla girmesi anlamında.Meaning people log onto their computers - and battle each other. - Yep.
- Evet, yeterli değil en azından savaşmak için. Lakin eziyet etmek için yeterli olur.No, not enough, at least to do battle.
- General şimdi ayrılırsanız, bir savaşta daha savaşmak için yaşarsınız.General, you can live to fight another battle if you leave now.
- Ve aşk savaşmak demektir.- And love's a battlefield.
- açılmış olan grup davasıyla savaşmak için yeterli paramız yok.And battle a major class action lawsuit in the courts.
Ben sadece kendim için savaşırım.I fight only my own battles.
Ben savaşlarda numaralarla savaşırım.The battles I fight are with numbers.
Bir seferde bir kez savaşırım.I fight one battle at a time.
Türklerle savaşırım binlerce kafire karşı saldırım gözlerine bir gülümseme getirebilmek için.Fight the Turk... do battle with a thousand infidel... to bring a smile to your eyes.
Şeytanla bile Pistol için savaşırım.Is I'd battle Satan for Pistol.
Bir adam ölürse, savaşı durdurmazsın, sonuna kadar savaşırsın.If a man goes down, you don't stop the war, you battle through.
Gözünün içine bakıp savaşını verirsin ve onunla işin bitene kadar savaşırsın onun da seninle işi bitene kadar.You look it in the eye and you do battle, and you keep doing battle until you are finished with it, and it is finished with you.
Hangi düşmanla savaşırsın?- What enemy do you battle?
- Alo, I.R.S.? Benim için savaşır mısınız?Could you fight my battles?
Evet, ama bu versiyonunda, Annie kafayı yer ve bir grup Şeytani İcat'la savaşır hemde ölümcül bir göğüs göğüse çarpışma.Yeah. Except in this version, Annie goes nuts and battles a bunch of Evil Inventions - in deadly hand-to-hand combat.
Sana gerçek bir savaşçı nasıl savaşır göstereceğim.I will show you how a true warrior battles.
Senin adına hep karın mı savaşır?Why do you always have your wife fight your battles for you?
İlerleyen yıllarda... 1920'nin ulusal yasaklama kanunu... Yeraltı dünyası güç kazanır ve kendi aralarında savaşır aynen modern ulusların ve büyük şirketlerin yaptıkları şekilde.In the years following the passage... of the National Prohibition Act of 1920... the nation's underworld rises to power and battles amongst itself... just as modern nations and corporations do.
Anneniz öldükten sonra büyükannenizle çok savaştım.I battled with your grandmother after your mom died.
Bağırıp, savaştım ama beni tuttu.I screamed and I battled, but he held me.
Ben kendi şeytanlarımla savaştım ve senin yardıma ihtiyacın var.I have battled my own demons and you need help.
Bense onunla Ashok Vatika'da tek başıma savaştım.l battled him alone in Ashok Vatika.
Burayı parçalamamak, bozmamak için otlarla, tozla, rüzgarla savaştım.I battled mesquite, dust, and the wind... to keep it this big.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'battle':

None found.