Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Sonra bir elegante, elegante primo ile savuştururum. 5%, üç yıl isterdim... | Then an elegante, parry with an elegante primo, 5%, I demand three years... |
Beni yumrukladı ve ben savuşturdum bize öğrettiğin gibi. | He punched me and l parried... like what you taught us. And the rest is history. |
Ve bende savuşturdum, çevik bir hareketle kurtuldum, kurtuldum, saldırdım, savuşturdum, savuşturdum! | And I parried, dodged, dodged, thrust, parried, parried! |
Language | Verb(s) | Language | Verb(s) |
---|---|---|---|
English | parry | Estonian | pareerima |
French | parer,pârer | German | abklatschen, parieren |
Indonesian | menangkis | Russian | парировать |