- Sen bunun dışında kalmak. | You stay out of it. |
Ama belki de şimdilik ateş hattının dışında kalmak en iyisi. | But maybe it's better for him to stay out of the firing line for now. |
Beni bunun dışında kalmak istiyorum, o olacak maliyet... | You want me to stay out of it, it's gonna cost... |
Bu işin dışında kalmak istiyorum. | I just want to stay out of it. |
Bu yavrunun, ateş hattının dışında kalmak için dikkatli olması gerek. | This youngster must be careful to stay out of the firing line. |
Bedeninden bir kere dışarı çıktı mı onun bedenine girene kadar bedeninin dışında kalırsın. | Once you're outside of your body, you stay outside of your body until you're in her body. |
Ve eğer bu arkadaşlığa değer veriyorsan bu olayın dışında kalırsın çünkü Dana Scott'la savaşa giriyorum. | And if you value this friendship at all, you would stay out of it, because I'm going to the mattresses against Dana Scott. |
Bu yolla dışında kalır. | This way, it stays out. |
FBI bunun dışında kalır. | FBI stays out of it. |
Birinci ve üçüncü dışında genelde dışında kaldım. | With the ex ception of One and Three... I pretty much stayed out of it. |
Hayır, görüşü dışında kaldım. | No, I stayed out of sight. |
İşin o kısmındaki şeylerin dışında kaldım. | I stayed out of the business side of things. |