ARPAnet, yenilikleri geliştirmek üzere, bilim insanlarının bilgisayarla ilgili kaynakları paylaşmalarına olanak sağlamak amacıyla tasarlandı. | The ARPAnet am designed to allow scientists to share computer resources in order to improve innovation. To make this vision work, |
Bu da bitkilerin gelişmesine olanak sağlar. | And that allows plants to thrive. |
Bu tip teknolojiye sahip olmak... o türlerin başka zaman çizgilerini denetlemesine olanak sağlar. | This species has technology which allows them... to examine alternate timelines. |
Bu, vücutlarından daha ince dallarda yürümelerine olanak sağlar. | This allows them to walk on branches thinner than their body. |
En basit bileşenlerin evrenin sonsuz çeşitliliğini yaratmasına olanak sağlar. | It allows the simplest of ingredients to create the infinite variety of the universe. |
Güneşin doğuşu ve batışı destansı bir kalp atışı üretir. Bu da bize zamanın geçtiğini anlamamızı olanak sağlar. | The rising and setting of the sun provides an epic heartbeat that allows us to mark the passage of time. |