Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Yetişmek (to catch up) conjugation

Turkish
23 examples

Conjugation of yetişmek

Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
yetişirim
I catch up
yetişirsin
you catch up
yetişir
he/she/it catches up
yetişiriz
we catch up
yetişirsiniz
you all catch up
yetişirler
they catch up
Past tense
yetiştim
I caught up
yetiştin
you caught up
yetişti
he/she/it caught up
yetiştik
we caught up
yetiştiniz
you all caught up
yetiştiler
they caught up
Future tense
yetişeceğim
I will catch up
yetişeceksin
you will catch up
yetişecek
he/she/it will catch up
yetişeceğiz
we will catch up
yetişeceksiniz
you all will catch up
yetişecekler
they will catch up
Present continuous tense
yetişiyorum
I am catching up
yetişiyorsun
you are catching up
yetişiyor
he/she/it is catching up
yetişiyoruz
we are catching up
yetişiyorsunuz
you all are catching up
yetişiyorlar
they are catching up
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
yetişiyordum
I was catching up
yetişiyordun
you were catching up
yetişiyordu
he/she/it was catching up
yetişiyorduk
we were catching up
yetişiyordunuz
you all were catching up
yetişiyorlardı
they were catching up
Present negative tense
yetişmem
I do not catch up
yetişmezsin
you do not catch up
yetişmez
he/she/it do not catch up
yetişmeyiz
we do not catch up
yetişmezsiniz
you all do not catch up
yetişmezler
they do not catch up
Present continuous negative tense
yetişmiyorum
I am not catching up
yetişmiyorsun
you are not catching up
yetişmiyor
he/she/it is not catching up
yetişmiyoruz
we are not catching up
yetişmiyorsunuz
you all are not catching up
yetişmiyorlar
they are not catching up
Past negative tense
yetişmedim
I did not catch up
yetişmedin
you did not catch up
yetişmedi
he/she/it did not catch up
yetişmedik
we did not catch up
yetişmediniz
you all did not catch up
yetişmediler
they did not catch up
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
yetişmiyordum
I was not catching up
yetişmiyordun
you were not catching up
yetişmiyordu
he/she/it was not catching up
yetişmiyorduk
we were not catching up
yetişmiyordunuz
you all were not catching up
yetişmiyordular
they were not catching up
Future negative tense
yetişmeyeceğim
I will not catch up
yetişmeyeceksin
you will not catch up
yetişmeyecek
he/she/it will not catch up
yetişmeyeceğiz
we will not catch up
yetişmeyeceksiniz
you all will not catch up
yetişmeyecekler
they will not catch up
Present interrogative tense
yetişir miyim?
do I catch up?
yetişir misin?
do you catch up?
yetişir mi?
does he/she catch up?
yetişir miyiz?
do we catch up?
yetişir misiniz?
do you all catch up?
yetişirler mi?
do they catch up?
Present continuous interrogative tense
yetişiyor muyum?
am I catching up?
yetişiyor musun?
are you catching up?
yetişiyor mu?
is he/she catching up?
yetişiyor muyuz?
are we catching up?
yetişiyor musunuz?
are you all catching up?
yetişiyorlar mı?
are they catching up?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
yetiştim mi?
did I catch up?
yetiştin mi?
did you catch up?
yetişti mi?
did he/she catch up?
yetiştik mi?
did we catch up?
yetiştiniz mi?
did you all catch up?
yetiştiler mi?
did they catch up?
Past continuous interrogative tense
yetişiyor muydum?
was I catching up?
yetişiyor muydun?
were you catching up?
yetişiyor muydu?
was he/she catching up?
yetişiyor muyduk?
were we catching up?
yetişiyor muydunuz?
were you all catching up?
yetişiyorlar mıydı?
were they catching up?
Future interrogative tense
yetişecek miyim?
will I catch up?
yetişecek misin?
will you catch up?
yetişecek mi?
will he/she catch up?
yetişecek miyiz?
will we catch up?
yetişecek misiniz?
will you all catch up?
yetişecekler mi?
will they catch up?
Present negative interrogative tense
yetişmez miyim?
do I not catch up?
yetişmez misin?
do you not catch up?
yetişmez mi?
does he/she not catch up?
yetişmez miyiz?
do we not catch up?
yetişmez misiniz?
do you all not catch up?
yetişmezler mi?
do they not catch up?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
yetişmiyor muyum?
am I not catching up?
yetişmiyor musun?
are you not catching up?
yetişmiyor mu?
is he/she not catching up?
yetişmiyor muyuz?
are we not catching up?
yetişmiyor musunuz?
are you all not catching up?
yetişmiyorlar mı?
are they not catching up?
Past negative interrogative tense
yetişmedim mi?
did I not catch up?
yetişmedin mi?
did you not catch up?
yetişmedi mi?
did he/she not catch up?
yetişmedik mi?
did we not catch up?
yetişmediniz mi?
did you all not catch up?
yetişmediler mi?
did they not catch up?
Past continuous negative interrogative tense
yetişmiyor muydum?
was I not catching up?
yetişmiyor muydun?
were you not catching up?
yetişmiyor muydu?
was he/she not catching up?
yetişmiyor muyduk?
were we not catching up?
yetişmiyor muydunuz?
were you all not catching up?
yetişmiyorlar mıydı?
were they not catching up?
Future negative interrogative tense
yetişmeyecek miyim?
will I not catch up?
yetişmeyecek misin?
will you not catch up?
yetişmeyecek mi?
will he/she not catch up?
yetişmeyecek miyiz?
will we not catch up?
yetişmeyecek misiniz?
will you all not catch up?
yetişmeyecekler mi?
will they not catch up?

Examples of yetişmek

Example in TurkishTranslation in English
- Bizim işimiz de ona yetişmek.- It's our job to catch up.
- Bugün de bize ekmeğimizi ver. Bana yetişmek istiyorsan acele et!- Our Daily Bread Give us this day ... (Gunther), hurry up, if you want to catch up with me.
- Haydi Sid'e yetişmek zorundayız.- We have to go catch up with Sid.
- Ona yetişmek için zamanın vardı.-You had time to catch up with him.
- Onlara yetişmek zorundayız!"We have to catch up to them!"
"Belki sonra size yetişirim." Ne diyorsun?"Maybe I'll catch up." What do you think?
- Ben sana yetişirim.- I'll catch up to you.
- Bana yetişirsin.- You'll catch up.
-O zaman yetişirsin.- So, you'll catch up.
Bana yetişirsin sanmıştım.! I thought you were gonna catch up.
Belki bu sırada biz de geyiği yakalarız. Sen de bize yetişirsin.And maybe we'll have taken the stag by the time you catch up with us.
Ben yürümeye başlayacağım, tüm bunlar evet demekse bana yetişirsin.I'm gonna start walking. If all that meant yes, catch up.
"Sonsuza kadar, kaçamazsın sana eninde sonunda yetişir.""You can't buck it forever. It catches up to you.
- Zaman hepimize yetişir Doktor!Time catches up with us all!
Ama eninde sonunda sana yetişir ve gerçek sorunun buranda olduğunu anlarsın.But sooner or later, it catches up to you that... the real problem you're having is all up here.
Ama ne kadar uzağa kaçarsanız kaçın ve mücadeleniz ne kadar sert olursa olsun gelecek size bir şekilde yetişir.But no matter how far you run, or how hard you fight, the future catches up.
Arkadaşları inliyor şimdilik, ardından felaket yetişir ona.His friends groan for a moment, then disaster catches up with him.
- Atlarına yetiştim.- I caught up with their ponies.
Ama sana yetiştim ve seni ezdim geçtim.But I caught up and I crushed you.
Ben 30 dakikadır üstündeyim ve sana yetiştim.I've been on it 30 minutes and I caught up with you.
Evet sanırım ben de son anda yetiştim.Yeah, I-I guess I'm all caught up.
Gece kalacağımız mekana 80 km kala arkadaşlarımdan birine yetiştim.'50 miles from the overnight holt, 'I caught up with one of my colleagues, 'but he wasn't much help.'
"Ama bir gün sizlere yetişeceğim ve"But someday I will catch up to you.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Random

yeğnilemek
do
yer yerinden oynamak
play all over the place
yerden yere çalmak
steal from place to place
yeri gelmek
come where
yerinde su çıkmak
go over water
yetirmek
make smth last
yetişilmek
do
yetiştirilmek
do
yığılıp kalmak
do
yığmak
heap

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'catch up':

None found.