Eğer kımıldarsan yerleri paspaslamak zorunda kalacağız. | If you move, we're gonna have to mop the floor. |
Hayır, yerleri paspaslamak zorunda kalırsam daha kötü olacaksın. | No, you won't be if I have to wet-mop my floor. |
Morgun sahibi, kapatmadan önce son yaptıkları işin yerleri paspaslamak olduğunu söylemişti. | Our mortuary owner said that when they close at 10:00, the last thing they do is mop the floors. |
Otis adayken, kaç kere istasyonu baştan aşağı paspaslamak zorunda kaldı bir bilsen. | You know how many times Otis had to mop this house top to bottom when he am a candidate? |
Pansiyon niyetine kullanacaksan burayı, yerleri de paspaslamak zorundasın. | For room and board, you must also mope the floor. |
-Ve paspaslarım. | - And me mops. |
Belki yarın kötü bir saç kesimim olur ve bütün buraları paspaslarım | Maybe tomorrow I'll get a bad haircut and push round a mop all day. |
Ben paspaslarım. | I'll mop it up. |
Bu paspaslar bitene kadar, hemen şimdi söyleyin sizin bir tane istediğinizi biliyorum, ve sizinde öyle hemen şimdi bu paspası ve bu paketi size vereceğiz bugün için bonus hediye olarak tamamen bedavaya. | And until we run out of these mops, just let me know right now... and I know you want one and you want one too... we're gonna go ahead and give you that mop and that package absolutely free today as a bonus gift. |
Bunlar paspaslar ve bunlar. | Now, here are the mops, and... Here. |
Evet, dediğim gibi "bir tane al ikinci bedava" bizim standart paketimiz ama sadece bu paspaslar bitene kadar. | So, like I said, "buy one, get one" is our standard package until we run out of the mops. |
Yerleri paspaslar. | He mops the floors. |
Çünkü süpürgeler ve paspaslar kaçardı. | Because the brooms and mops would escape. |
Duşları daha yeni paspasladım. | I just mopped the shower area. |
Hey, oraları yeni paspasladım serseriler! | Hey, I just mopped there, asswipes. |
Yine coşma plankton, yerleri daha yeni paspasladım. | Don't get worked up again, Plankton, I just mopped the floors. |