- Niye? Onunla beraber mahsur kalmak için mi? | - What, to get stuck down there with him? |
11 saat boyunca bir kitle imha silahıyla uçakta mahsur kalmak istemiyorum. | You saw what that virus does. |
Bak, ayrıldığınız zaman, masada boş bir sandalye ile mahsur kalmak istemiyoruz, kendimizi bu pozisyona koymak istemiyoruz. | Look, when you guys break up, we're going to be stuck with an empty seat at the table, and we don't want to put ourselves in that position. |
Kelimeler konusunda müşkülpesentlik etmek istemem ancak sizin gibi güzel bir kadınla asansörde mahsur kalmak kâbus değil, rüya bence. | l don't mean to split hairs, but being trapped here with a beauty like you is a dream, not a nightmare! |
İnan bana, hava daha kötüleşirse, burada mahsur kalmak istemezsin. | Believe me, you don't wanna be stuck out here if this weather gets worse. |
- Eğer paran yoksa, 100 yıl boyunca orada mahsur kalırsın. | If you don't have a coin... then you're condemned to wander the banks of the river for 100 years. |
Aksi takdirde sonsuza dek aklının içinde mahsur kalırsın. | If you do, you could lose yourself inside your own head for all eternity. |