| Albert, farz et ki gelecekte bir gün hapşırmak zorunda - | Albert, suppose someday in the future I had to sneeze... - |
| Ama hapşırmak üzere olduğunda beni uyar. | But, hey, if you feel a sneeze comin' on, you warn me. |
| Ağlamak, sızlanmak, gülmek kikirdemek, hapşırmak, kusmak ya da gaz çıkarmak yasak. | You will not cry or whine or laugh or giggle or sneeze or burp or fart! |
| Benim evinden gitmemi istedi ve ben de çıktım. İstem dışıydı, hapşırmak gibi. | He wanted me out of his house, and the way l went am involuntary, like a sneeze. |
| Bir daha hapşırmak zorunda kalabileceğini düşünüyor musun? | Do you think you may have to sneeze again? |
| Bazen, gergin olduğum anlarda hapşırırım. | I sneeze sometimes when I get nervous. |
| Ben hayvan gibi hapşırırım. | I sneeze like a beast. |
| Evet, bazen, etrafta toz olduğunda ya da çok şaşırdığımda hapşırırım. | Yeah.. sometimes uh.. I sneeze when there's dust Or if I get really surprised |
| Hayvan gibi hapşırırım. | Ahh. (sniffs) I do sneeze like a beast. |
| Hayır, cidden ben böyle hapşırırım. | No, seriously, that's how i sneeze. |
| Nasıl hapşırırsın? | How could you sneeze? |
| O zaman hapşırırsın. | Then you sneeze. |
| Onu köşeye sıkıştırrız. Sonra sen yüzüne hapşırırsın. | We'll corner him and sneeze on him. |
| Rhinovirus ise hapşırırsın. | And if it's the rhinovirus, you'll sneeze. |
| Sonra hapşırırsın, elin düşer... -Jess kes şunu. | She did that thing where you stretch and then you put your arm around the other person's shoulder and then you sneeze and then your hand falls and you try to grab – |
| Aynı anda geğirir, hapşırır ve osurur. | Basically, he burps, sneezes and farts at the same time. |
| Bu da ev hapşırır filan diye mi? | And is this in case the house sneezes? |
| Büyükannemin kedilere alerjisi var. Kediye yaklaştığı zaman hapşırır. | Grandma is allergic to cats, she sneezes when cat is near. |
| Normal soğuk algınlığı. Merak etmeyin, mendile hapşıracağım. | Don't worry, I will sneeze into my tissues... unlike some people. |
| "Tütün içmeye bayılıyorum. Şimdi hapşırdım." | "I love smoking 'tobaccy.' I just sneezed." |
| - Hayır, hayır, hapşırdım. | No, no, i sneezed. |
| - Sanırım ben ...sadece kuvvetlice hapşırdım. | I think I just... I sneezed too hard. |
| Beş kere hapşırdım, ama anlamadınız. | I've sneezed five times, but you didn't get it. |
| Feneri incelerken üzerine hapşırdım da. | When I am processing the flashlight, I sneezed. |
