-Bu kadını izlemiş. Onu öldürmek ve sonrasında temizlik yapmak için bu evde ne kadar vakti olduğunu biliyordu. | He knew how much time he had in this apartment to kill her, and to clean up after himself. |
Ahbap, eğer bana, Channel Adalarına çevresel temizlik yapmak için bir feribota bineceğimizi söyleseydin açık olarak hayır derdim. | Dude, if you had told me we were boarding a ferry to the channel islands to do environmental cleanup, obviously, I would have said no. |
Aksi halde, yapmazsan hergün temizlik yapmak zorunda kalacağız! | Otherwise, if you don't we'll have to clean everyday! |
Alt üyeler temizlik yapmak zorunda. | Pledges have to clean up. |
Ama sen temizlik yapmak istiyorsun. | You want to clean the house... |
- Normalde huzursuz olduğumda temizlik yaparım. | -Usually when I'm anxious, I clean. |
- Çıplak temizlik yaparım. | - I clean naked. |
Alışverişini yapabilirim, sana arkadaşlık ederim, biraz temizlik yaparım... | l can do your shopping, keep you company, do some cleaning... |
Belki de temizlik yaparım. | I suppose I could clean. |
Ben de iyi temizlik yaparım. | I can clean pretty well, too. |
"Müsaadenizle" gibi ve ben de "Buyurun" derim. Sonra içeri girip temizlik yaparsın. | Like, "Permesso!", and then I say "Avanti!", and then you come in and clean? |
Geldiğimi öğrenince biraz temizlik yaparsın sanmıştım. | I assumed if you knew I am coming over, you would have cleaned up a bit. |
Her zaman çoraplarla mı temizlik yaparsın? | Have you always cleaned with socks? |
Sen temizlik yaparsın, çayı yaparsın, ...bizim arkamızda kalanları temizlersin. | You do the cleaning, make the tea and cleaning up. |
Sen yemek ve temizlik yaparsın ve ben çocuğumuzu taşırım, olduğu zaman. | You do the cooking and cleaning, and I will carry our children when we have them. |
- Adam kontrolden çıkar kadını öldürür, temizlik yapar, sonra fark eder ki birisi kadın adına kayıp ihbarında bulunacak. | He flips out, kills her, cleans it up and then realizes someone's gonna report her missing. |
Aşçı temizlik yapar. Temizlikçi yemek pişirir. | Cook sometimes cleans Cleaner sometimes cooks |
Bu Ianto Jones, bizden sonra temizlik yapar. Bizi her yere zamanında ulaştırır. -En iyisini yapmaya çalışıyorum. | And this is Ianto Jones, Ianto cleans up after us and gets us everywhere on time. |
Drina çalışır, pişirir temizlik yapar ve ertesi gün işe gidebilmek için yatağına gidip uyur. | Drina works, and cooks, and cleans, and goes to bed to get enough sleep to get up the next day and work. |
Kazanan temizlik yapar. | Winner cleans. |
Arkandan temizlik yaptım. | I even cleaned up after you. |
Aslına bakarsan bugün, tüm gün temizlik yaptım. | Actually, I cleaned all day today. |
Ben sadece arkasından temizlik yaptım. | I only cleaned up after him. |
Biraz temizlik yaptım. | I cleaned up a bit. |
Bu kapıdan girdim gireli yemek yaptım temizlik yaptım, odun kestim, bulaşık yıkadım. | Since I walked through that door, I have cooked, cleaned, scrubbed, chopped wood. |
Senin için temizlik yapacağım. | I will clean for you. |