Geceleyin dişçi cinlerin gelip işleri yaptığını sanabilirsin. Ama inan bana, dişçi burada değilken, ofiste piknik yapmak mümkün değildir. | You may thi nk dental elves come in at night and do the paperwork... but believe me, it is no picnic running an office... when the dentist isn't even here. |
Planladığım romantik şeyleri yapamadık. Mesela Central Park'ta piknik yapmak ya da Central Perk'te kahve içmek gibi. | We didn't do the romantic things I'd planned like having a picnic in Central Park and, you know, a coffee at Central Perk. |
Su kenarında piknik yapmak Dağ manzarasını seyretmek | Have a picnic down by the water Take in the mountain view |
Yani dondurmalı gazozlarımızı yudumlamak, ya da parkta piknik yapmak gibi şeyler istemiyor musun? | You know, like, we'II... we'll sip ice cream sodas... we'll have picnics in the park, that kind of thing? I mean, don't you want that? |