Annemin ayrılmasından sorumlu tutmak için başka biri, başka bir suçlu mu bulacaksın? | You're going to find another criminal; somebody else to blame for mom leaving? |
Dobson'ın çıkıp o kızı öldürmesinden seni sorumlu tutmak benim için işin kolay yoluydu. | It am easy for me to blame you for letting dobson out to kill that girl. The truth is it's entirely my fault. |
Eğer ki bu işe dahil olmadan kendi bildikleri gibi yapmalarına izin verirsen olacaklardan sorumlu tutmak için kendinden başka kimse kalmayacak. | If you let them do it their way, without participating, you'll have nobody to blame but yourself for what happens next. |
Insanlari Tanrinin kendileri icin... duzenledigi yollara sapmalarindan... sorumlu tutmak zordur. | It is difficult to blame a people... for deviating in the ways... that God has set out for them. |
Madem birini sorumlu tutmak hoşunuza gidiyor maksat buysa beni suçlayın. | If that's the aim Give me the blame |
- Birileri gelirse, seni sorumlu tutarım. | If I get carolers this year, I'll know who to blame. |
Anneme olanlardan hep onu sorumlu tuttum. | I blamed him for what happened to my mother. |
Babamın gidişinden hep kendimi sorumlu tuttum. | You know, I've always blamed myself for him leaving. |
İçki içmesinden seni sorumlu tuttum. | I blamed you for his drinking. |