Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Bildiğiniz gibi, Danimarka Kralı Edvard ve Kraliçesi Paige buraya Belavia'nın ilerlemesine sekte vurmak, ülkelerimiz için büyük ekonomik rahatlık sağlayacak şeyi durdurmak için geldi. | As you know, King Edvard and Queen Paige of Denmark came to Belavia to impede progress, to stop what could be a great economic boon for both our countries. |
Language | Verb(s) | Language | Verb(s) |
---|---|---|---|
Catalan | impedir | English | impede |
Hungarian | feltart | Italian | impedirsi |
Japanese | 邪魔 | Maori | whakakōpekapeka |
Norwegian | hindre | Polish | utrudniać |
Spanish | impedir |