...varmak için... | ~ arrives. ~ |
323 numaralı ekspres tren ikinci yola varmak üzere. | Fast train number 323 to arrive at the second way |
500 bin dolar taşıyan bir tren Esperanza'ya varmak üzere. | There's a train due to arrive in Esperanza... with half a million dollars on board. |
Ajan Cooper'a, senin görüşüne varmak için izlediğin süreci soracaklar. | And they'll ask agent Cooper what process you used to arrive at your opinions. |
Bahamalara varmak istiyoruz, ama... aynı zamanda oraya gitmek de istiyoruz. | Well, we want to arrive in the Bahamas, but... we want to depart. |
"Salı tam 12'de varacağım. | "I will arrive Tuesday at 12:00 p.m. exactly. |
"Sevgili Anne ve Baba, birkaç hafta önce Cumhuriyet Şehri'ne vardım, ve daha da mutlu olamazdım sanırım. | "dear mom and dad, "I arrived in republic city a couple weeks ago "and couldn't be happier. |
"Sevgili Peder Jacob, kazasız belasız kuzeye vardım." | "Dear Father Jacob, I have arrived safely in the north." |
- Patron, daha yeni vardım. | - Boss, I just arrived here. |
1965 Temmuz'unda Vietnam'a vardım. | I arrived in Vietnam in July of 1965. |
26 Haziran günü Londra'ya vardım. | I arrived in London on the 26th ofJune. |