Sadık kalmak (to stick) conjugation

Turkish
15 examples

Conjugation of sadık kalmak

Ben
Sen
O
Present tense
sadık kalırım
I stick
sadık kalırsın
you stick
sadık kalır
he/she/it sticks
Past tense
sadık kaldım
I sticked
-
-
Future tense
sadık kalacağım
I will stick
-
-
Present continuous tense
sadık kalıyorum
I am sticking
-
-

Examples of sadık kalmak

Example in TurkishTranslation in English
- Erkekler birbirimize sadık kalmak zorundayız.- Us men has got to stick together.
Ama sağlam bir mazeretimiz var, tek yapmamız gereken sadık kalmak.But we got a rock-solid alibi, and all we gotta do is stick with it.
Belki de bazen bildiğiniz müziğe sadık kalmak daha güvenlidir.Maybe sometimes it's safer to stick with the music you already know.
Biz çizdiğiniz güvenlik planına sadık kalmak istiyoruz.We very much want to stick to the security plan we've drawn up.
Böyle bir şey yapmamızın tek yolu bir basit bir hikâye belirleyip, ona sadık kalmak. - Evet.Okay, look, the only way we do anything like this is if we agree on a story, we keep it simple, and then we stick to it.
Bak, bana doğru davranırsan belki de sana sadık kalırım.Look, if you treat me right, maybe I'll stick with ya.
Benle anlaşma yap, anlaşmaya sadık kalırım.Make a deal with me, I stick to it.
Bir anlaşma yaparsam, sadık kalırım.I make an agreement and I stick to it.
Bir karar verirsem, kararıma sadık kalırım.Uh, if I have a conviction, I stick to it.
Bob kafasını kullanır, ve ben düşünen adamlara sadık kalırım.Bob uses his head, and I'll stick with a thinking man.
Kurgusallığı azaltırsın, gerçeklere, alıntılara sadık kalırsın...You tone down the speculation, stick to the facts and quotes...
Steve'i seviyorsan, ona sadık kalırsın.If you love Steve, you'll stick with him.
Ve düzgün biriysen o genç kızı bırakır kendi türüne sadık kalırsın.And if you were a decent human being, you would leave that young girl alone and stick to your own kind.
Bir adam bir noktaya kadar hikâyesine sadık kalır. Gerçekleri anlatan adamdır o.There's a pot which if a man still sticks to his story, that's a man that's telling you the truth.
Beni başından savana kadar, sana sadık kalacağım.I will stick to you until you throw me.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

bulmak
find
çalmak
steal
dalmak
dive
dolmak
do
kaçmak
run away
kakmak
beetle
kalmak
remain
kanmak
believe
kapmak
snatch
katmak
add
kaymak
slide
kazmak
dig
kılmak
make
kıpmak
crop

Similar but longer

kaçılmak
do
kakılmak
do
kalgımak
do
kalınmak
stay
kalkımak
get up
kapılmak
abandon oneself
karılmak
do
kasılmak
swagger
katılmak
join
kazılmak
do
kısalmak
shorten
kocalmak
do

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'stick':

None found.
Learning languages?