Apaçık bir şekilde değiştiğimizin farkına varmak için, etrafınıza uzun süre bakmanıza gerek yok. | You don't need to look around for long to realise that we have all changed and in a very obvious way. |
Bence yanlış yolu seçtiğinin farkına varmak büyük bir cesaret ister. | I think it takes enormous courage to realise you might have taken a wrong turn. |
Beyne bu şekilde bakıp bunun çok daha büyük bir beynin son derece küçük bir parçası olduğunun farkına varmak çok güzel bir şey. | It's quite beautiful to look at the brain this way and to realise this is an infinitesimally small piece of a very large brain. |
Bir şeyin farkına varmak üzeredir. | He's about to realise something. |
Hep merak etmişimdir, Almanya'da büyümek nasıl bir şey ve aniden İkinci Dünya Savaşı'nda olanların farkına varmak. | I've always wondered what it am like to grow up in Germany and then suddenly realise what happened in world war two. |
Umarım bunun delilik olduğunun farkına varırsın. | I hope you realise that this is madness. |
Umarım yakında bunun farkına varırsın. | I hope you realise this soon. |
Adaya ulaştığında, ilerlemeden önce keşif yapıp zayıflıklarının neler olabileceğini anlaması gerektiğinin farkına varır. | When he gets to the island he realises he should do some reconnaissance and find out what their weaknesses might be before he proceeds. |
"Sevgili Mary, sabah Duneagle'a gideceğiz. Ama ben daha önce bir vasiyet hazırlamadığımın farkına vardım. Bu bir avukat için kabul edilebilecek bir şey değil ve şimdi hamile olman daha da saf olduğumu gösteriyor.. | My darling Mary, we are off to Duneagle in the morning and I have suddenly realised that I've never made a will or anything like one, which seems pretty feeble for a lawyer and you being pregnant makes it even more irresponsible. |
'KC'nin sıkıcı konuşmasından sonra farkına vardım..' | 'After KC's long boring speech, I realised..' |
'Kalabildiğim kadar uzun süre kaldım ama Caprica'nın öldüğünün farkına vardım 've kaçamayan herhangi birinin de. | 'I stayed as long as I could but I realised Caprica am doomed 'and so am anyone who didn't escape. |
- Amerika'da bir şeylerin farkına vardım. | I just realised some stuff in South America. |
- Ben de yeni farkına vardım. | - I've only just realised. |