Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Ancak bu hazır yemek, hiç de kolay lokma değil. | the Caledonides, stretching from Iceland and Scotland, and up through Norway. |
Ben hazır yemek yapmam..ben başyapıt yaparım | I don't do fast-food, sire! I make the culinary masterpieces! |
Ben hazır yemek yemem bilir | Yeah, she knows that I don't TD food. |
Bugün hazır yemek için, sağlıklı bir yemeği geri çevirdiniz. | Tonight you turned down a healthy supper for fast food. |
Genelde hazır yemek satan yerleri pek seçmem. | I don't usually hit the fast food places. |