- Zamanı geri çevirmek için her şeyi veririm. | So did Janet. I'd give anything to turn back the clock. |
Evet, her ikisi de aynaya baktı... ve zamanı geri çevirmek istedi. | Yeah, both of whom looked in the mirror... and wanted to turn back time. |
Fikir, saati geri çevirmek, eski hataları silmek. | The idea is to turn back the clock, wipe the slate clean. |
Senin sayende, Rusya alınyazısını gerçekleştirecek, göz alabildiğince yayılmış Amerikan Emperyalizmini durdurmak ve geri çevirmek. | Thanks to you, Russia... can finally fulfil its destiny, to stop... and turn back the spread of American imperialism. |
Zamanı geri çevirmek mi istiyorsun? | You wanna turn back the clock? |