Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
* Kendine gelmezse, yaylanmak zorunda kalacak çok yakında * | If she don't shape up soon, she'll soon be walking |
Yarın öğlene kadar, o kış katalogu gelmezse buradan yaylanırsın. | If we don't have that winter catalogue by noon tomorrow, you're sprung. |