Yaşlanmak (to get old) conjugation

Turkish
21 examples

Conjugation of eiti

Ben
Sen
O
Present tense
yaşlanırım
I get old
yaşlanırsın
you get old
yaşlanır
he/she/it gets old
Future tense
yaşlanacağım
I will get old
-
-
Past tense
yaşlandım
I got old
-
-
Present continuous tense
yaşlanıyorum
I am getting old
-
-

Examples of yaşlanmak

Example in TurkishTranslation in English
'40 yaşındayım ve daha da yaşlanmak istiyorum, biliyor musunuz?'I'm 40 years old, and I want to get older, you know? '
- Biliyor musun, Aygır, yaşlanmak çok kötü, değil mi?- You know, Stallion, it's too bad we gotta get old, huh?
Ama nerede olursan ol, bunu göremeden önce yaşlanmak zorunda kalabilirsin.But wherever you are, maybe you have to get old... ..before you can see that.
Gerçi yaşlanmak pek iyi değil ama.It's not good to get old, though.
Kim yaşlanmak ister ki sonuçta?I mean, who wants to get old?
* Ya istediğini elde edersin, ya da yaşlanırsın bir kenarda *♪ that you can get what you want or you can just get old ♪
Gülme selerini dinleyerek yaşlanırsın sadece...You just get old. - Listening to the laughter. - (echoing laughter)
Sen yaşlanırsın, çocukların yabancılaşır.You get old, your kids are strangers.
Ve sonra büyürsün... yaşlanırsın. Hayatı daha iyi anlarsın.And you grow up... you get older.
Yıllar gecikmeden akıp gittiğinde Biraz daha yaşlanırsın, her geçen günde .The years slip by with no delay And you get older every day.
- Lukey, herkes yaşlanır.Well, Lukey, everyone gets older.
Bir komedyen yaşlanır ve seyircisini kaybederse ne olur biliyor musunuz?Do you know what happens to a comedian when he gets old and loses his audience?
Böyle bir yerde, insan zamanından önce yaşlanır.A man gets old before his time in places like this.
Herkes yaşlanır, Clyde.-Everyone gets old.
Herkes yaşlanır.Everybody gets older.
Sanırım yaşlanacağım ve sonunda öleceğim.I guess I will get older and in the end I will die.
- Evet, zengin oldum, yaşlandım, sıkıldım.- Yeah. I got rich, I got old, got bored.
- Sadece biraz yaşlandım.- I just got old. That's all.
Ama sonra yaşlandım ve-But then I got older. And...
Ama yaşlandım ve oğlumun da yaşlanmasını istedim o yüzden vazgeçtim.But l got older and wanted my boy to be older too so l give it up.
Ben yaşlandım.- I got old.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

başlanmak
start
dışlanmak
do
haşlanmak
boil
hoşlanmak
like
taşlanmak
do
yağlanmak
fatten
yaslanmak
get old
yaylanmak
do
yıllanmak
do
yoklanmak
do
yollanmak
do

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'get old':

None found.
Learning languages?